Dün sabah saatlerinde, haber merkezimize Ankara'da güvenilir bir kaynaktan ulaşan ciddi fısıltı, İzmir adına hepimizi çok üzdü. Çünkü geçtiğimiz ay 8. yaşını kutlayan, İzmir doğumlu, başarılarıyla kentin gurur duyduğu kurumlardan biri haline gelen Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, yeniden İstanbul'a götürülmek isteniyordu. Önce inanmak istemedik, ama güvenilir haber kaynağımız, İstanbul'da ve Ankara'da, son üç aydır konuyla ilgili çok sayıda toplantının olduğunu, hükümeti ikna etmeye yönelik kararlı turların sürdüğünü belirtiyordu. Üstelik bu görüşmelerin çok üstü örtülü yapıldığını, VOB yönetiminin ve büyük ortakların da henüz haberinin olmadığını vurguluyordu. Haber kaynağımızın dikkat çektiklerine, toplantılarla ilgili 'yer ve zaman' bilgisi de eklenince, yazı işlerinde konuyu analiz ettik, sonra gelişmeyi İzmir'e ve Türkiye'ye duyurmaya karar verdik. 'Anahtar Deliği' köşemizde size bu kulis haberi, detaylarıyla ilettik. Ana amaç, tek başına 2012 yılı işlem hacmi hedefi 1 trilyon lira olan VOB'un merkezinin İstanbul'a taşınması değil. Bu kez amaçlardan biri de, İMKB'nin VOB'un çoğunluk hisselerini elde etmeye yönelik çabası. Önümüzdeki süreçte, eğer hükümetin onayı alınabilirse, İMKB hisse devriyle çoğunluğu elde etmeyi hedefleyecek. Eğer başarılırsa, yönetim de almış olacak.
YILDIZI PARLIYOR
Böylece İzmirli VOB, kısa sürede belki de 'oldu bittiye' getirilerek, İstanbullu yapılmış olacak. Neden böyle oluyor, anlamak mümkün değil! İMKB'nin bu tutumunu anlamamız beklenemez. Başbakan Erdoğan tarafından 2005 yılında hizmete açılan VOB, finans piyasalarını şaşırtan başarı göstererek, evrensel aktör olma yoluna girdi. VOB, finans piyasasının gelecekte de en önemli aktörlerinden biri olacak. Çünkü Türkiye'de yıldızı yeni parlayan VOB benzeri örnekler, yani vadeli işlem ve opsiyon borsaları, dünyada liberal ekonomik sistemin vazgeçilmez kurumları haline geldi. Aslında çok klasik yöntem bu. Keşke İMKB, VOB'un bu değerlenişi karşısında, ona daha da artı değer katacak farklı arayışlara girse, çözümü VOB'u İstanbul'a taşımak ya da hisselerinin çoğunluğunu elde etmeye çalışmak olarak, görmese.
VOB, hizmete girdiği 2005 yılında 3 milyarlık işlem hacmi vardı. Geçtiğimiz yılın sonunda ise işlem hacminde ulaştığı rakam 440 milyar lira. Gelinen noktadaki başarıyı görmemek mümkün değil. VOB'u taşırken, hisselerinin çoğunluğunu elde etmek isterken, konuya sadece "finans merkezi İstanbul'dur" mantığı ile yaklaşamazsınız. Çünkü dünyada benzeri örnekler mevcut. VOB'un İzmir'de kalması, İzmirliliğini sürdürmesi gerekir. Kentin önemi, hakettikleri açısından da, bu bir zorunluluk. VOB İzmirlidir, İzmir'e aittir. Bu başarı öyküsüne, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası da, büyük ortak olarak katkı koyabilir, bunu paylaşabilir, VOB'u daha güçlü kılacak önerilerde de bulunabilir. Buna sağduyulu hiç kimse karşı gelmez!
SAHİP ÇIKILMALI
Ama VOB'u İstanbul'a götürmeye çalışmak, hisselerinin çoğunluğunu elde etme hesapları yapmak, şık değil. Koca İMKB'ye hiç yakışmıyor. Başta VOB yönetimi olmak üzere, İzmir'deki tüm sivil toplum örgütlerini, medyadaki değerli dostlarımızı, bu konuya yeniden sahip çıkmaya davet ediyorum. Elbette Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay başta olmak üzere; İzmir Valisi Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu; CHP'nin, AK Parti'nin, MHP'nin İzmir Milletvekilleri, kentin yereldeki siyasi parti temsilcileri, Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nun tüm üyeleri, bütün İzmirliler, VOB'a sahip çıkmalıdır. Bu konuda sıkı bir dayanışma tablosu örgütlemeliyiz.