DÜNKÜ yazımda, bir dip not koymuştum. ESİAD eski Başkanı Sıtkı Şükürer ile meslektaşımız sevgili Gönül Soyoğul'un Ege'de Sonsöz'de yaptığı röportaja dikkat çekmiştim. Bir dostum bu notum sonrası, röportajı okuyup mail atmış; 'Sıtkı Bey, İzmir açısından doğruları çarpıcı şekilde söylemiş. Yani klasik söylemleri bir kenara itip, bütün ezberleri bozmuş' diye.
Bugün bu röportajla ilgili, bir iki noktayı daha vurgulayayım. ESİAD eski başkanı Sıtkı Şükürer, nitelikli kişiliğinin dürüst yansıması olarak, hiçbir zaman inandığı ve doğru bildiği fikirleri, net şekilde dile getirmekten kaçınmamış, ama düşündüklerini hep saygın üslup ile ifade etmeyi başarmış bir isim. Ege'de Sonsöz'e verdiği röportajda da tablo böyle. Hem ciddi eleştirel üslubu var hem de okuyanları, fikirleri üzerine düşündürüyor.
***
Sevgili bir dostumun bana attığı
'mail'de vurguladığı gibi, ezberleri bozuyor. Bu iyi bir şey! Çoğunlukla, çoğunluğumuz; bazen İzmir'i değerlendirirken, sadece bulunulan çevreden yola çıkarak elde ettiği analizleri, kentin ve bölgenin gerçeği olarak sunabiliyor. Oysa bu yanıltıcı yaklaşım. Sıtkı Şükürer, işte bu yanılgıdan sıyrılarak, hem bazı rakamların ışığında hem de siyasi süreçleri derinlemesine iyi okuyarak; değişime yönelik toplamı iyi kavramış. Şükürer, Türkiye açısından, İzmir'in geleceğin en parlak kenti olacağının da farkında. Diyor ki; "
Ve bu ülke yakın gelecekte bir trilyon dolarlık milli gelire ulaşacaksa; bu sadece İstanbul ile tek ekonomik metropol ile sınırlı kalamaz. Dünyada örneği yok. İkinci ekonomik metropol, bu ülkede bomba gibi patlayacak. Bunun uzak ara, tek adayı İzmir."
Bu tespite tamamen katılıyorum. Bu mutlaka olacak. Hem de önümüzdeki 10 yıl içinde. Ayrıca katkı yapmaya da çalışayım. Şu an taşıdığı ekonomik değerler açısından, Türkiye'nin ikinci büyük bölgesi olan Ege de, İzmir merkezli bir kent havzası özelliği kazanacak. Yani Şükürer'in deyimiyle
'İzmir bombası', Ege'nin olanaklarıyla bütünleşerek ve bölgeyi de besleyerek patlayacak. İzmir'e bu nedenle, Ege üzerinden bakmayı da ihmal etmemek gerekli.