Çok önceleri sevgili dost Muhterem İlgüner söylemişti: "İzmir'in dünyaya anlatacakları var" diye.
Hakikatten de öyle. İzmir'in dünyaya anlatacağı o kadar çok şey var ki. Hem günümüzden hem de tarihten... Özellikle EXPO 2020 sürecinde, bunların tümü, yeri geldiğinde simgesel olarak dünyaya sunulabilmeli. EXPO'ların şekillenmesini etkileyen en önemli açılım, aynı zamanda seçilen temayla birlikte, EXPO kentlerinin dünyaya anlatacak, kültürel, tarihsel hikayelerinin olması. Bunların dünyaya doğru sunulması, EXPO'nun hangi kentte düzenleneceğine karar veren BIE delegelerini de etkileyen faktörlerden.
İzmir ve çevresinin özellikle tarihsel mirasının dev penceresinde anlatacak hikayesi fazla. Geçen gün, Çeşme-Ildırı'da bulunan Erythrai Antik Kenti'ni gezen bir dostumuz, Kahin Herophile'yi yeniden hatırlattı. Belki içinizden 'Herophile de kim?' diyeceksiniz. Haklı da sayılabilirsiniz. Türkiye'nin önde gelen marka uzmanlarından Muhterem İlgüner'in dediği gibi; 'İzmir'in dünyaya anlatacakları var'
***
Ama İzmir, onları belki de önce kendisine yeniden hatırlatmalı! Şimdiki Ildırı köyünün bulunduğu alandaki Erythrai Antik Kenti'nin tarihsel mirası, zaten başlı başına bir anlatım içerir. Erythrai, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, renkli uygarlıkların geçit törenini selamlamış ilginç bir nokta.
Bir dönem Persler'in boyunduruğunda kalan Erythrai'ye bağımsızlığını yeniden kazandıran isim ise Büyük İskender olmuş. İskender'in ölümünün ardından, farklı uygarlıklarla buluşan kentin, Pergamon (Bergama) Krallığı'nın yönetimine geçtiği dönem de var. Roma İmparatorluğu'nun seçkin üyesi kent konumunu da yaşamış. İşte yukarıda sözünü ettiğimiz kahin Herophile de, bu dönemde yaşayan ünlü bir kadın. Akrostişin ilk kez bu kadın tarafından kullanıldığı öne sürülür.
'Akrostiş' dizeler yukarıdan aşağıya okunduğunda, ilk harflerle ortaya çıkan anlatım biçiminin adı. Kahin Herophile'nin akrostiş yöntemiyle kehanetlerini anlattığı, hep efsaneleşmiş bir söylemdir. Yazının başlangıcında vurgulamıştık ya;
"İzmir'in dünyaya anlatacağı çok şey var" diye. Sizce de öyle değil mi? Anlatacak ne çok hikayemiz var.
