Dünkü yazımıza; 'EGELİ SABAH, İzmir'in EXPO 2020 sürecinde, evrensel gelişmeleri anında duyurarak, Ege Bölgesi'nin bu önemli hedefe ulaşması için, habercilikte öncülüğü sürdürüyor.' sözleriyle başlamıştık. Çünkü manşetimize taşıdığımız haber, EXPO'da İzmir'in yeni rakibinin, Ekaterinburg kenti olduğunu bildiriyordu. Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in, Ekaterinburg şehrinin BIE'ye verilecek başvuru mektubunu, 24 Ekim tarihinde imzaladığını duyurduk.
Haber kaynaklarımızdan ulaşan bilgi, kısa sürede Ekaterinburg'un bir heyetle, Paris'te BIE Genel Sekreteri Loscartales' e, Putin imzalı mektubu ulaştıracağını belirtiyordu. Haberimiz tüm ayrıntılarıyla doğrulandı. Çünkü Paris'teki kaynaklarımızdan edindiğimiz bilgiye göre, bugün Ekaterinburg'dan resmi bir heyet, Loscartales'e Putin imzalı adaylık başvuru metnini içeren mektubu iletecek. Böylece Rusya'nın üçüncü büyük kenti Ekaterinburg'un adaylığı da kesinleşmiş olacak. Yani İzmir, EXPO 2020 sürecinde, geçirdiği sel felaketiyle zorlanan Tayland'ın Ayutthaya kentinden sonra, Ekaterinburg ile artık yeni bir rakiple karşı karşıya.
KÜÇÜMSEMEK OLMAZ
Türkiye'de Başbakan Erdoğan örneğinde olduğu gibi, Rusyalı rakibin de, BİE üyelerine yönelik evrensel sahnede kullanacağı önemli koz Putin olacak. Dün kaleme aldığım dikkatlerinizi çekmeyi dilediğim noktayıbir kez daha iyi niyetle tekrarlayacağım.
Çok değer verdiğim bazı yöneticilerimizde, hem Tayland'ın Ayutthaya kentine yönelik, hem de Rusya'nın üçüncü büyük kenti Ekaterinburg'a ilişkin, küçümseyen bir yaklaşım hissediyorum. Umarım yanılıyorumdur. Çünkü rekabet sürecinde, en tehlikeli hastalık, rakibi küçümsemektir.
Üstelik küçümsediğiniz rakiplerden biri, geçirdiği ciddi sel felaketine rağmen, çok sayıda özelliğe sahip, eski Siyam Krallığı' nın başkenti konumundaki Ayutthaya'dır. Diğeri ise hem dev bir ağır sanayi merkezi, kentsel dönüşüm sürecini çoktan tamamlamış, üniversiteler kenti olma özelliğini taşıyan, biz pek farkında olmasak da, evrensel ciddi bir kültür merkezi niteliği taşıyan, eski Rus çarlarının kurduğu, Rusya'nın üçüncü büyüğü Ekaterinburg'tur.
Yani rakiplerimizi ciddiye almak zorundayız. Almazsak 'hayal kırıklığı' yaşarız.
HAKSIZLIK GİDERİLMELİ
İzmir Valisi Cahit Kıraç'ın başkanlığındaki Yönlendirme Kurulu'na, aralarında EGİAD Başkanı Temel Ayça Şen'in de bulunduğu değerli kurumların temsilcileri girerken, ESİAD ve İZSİAD başkanları alınmamış durumda. ESİAD, önümüzdeki yıl kuruluşunun 20. yılını kutlayacak, çok sayıda büyük sanayicinin üye olduğu, İzmir'de kurumsallaşmış yapı. Son dönemde EXPO 2020 konusunda, hem bütçe, hem de organizasyon olarak, çaba göstermiş bir kurum.
Hatırlayalım; Başbakan Erdoğan'ın katıldığı Kaya Termal Otel'deki toplantıyı, yine ESİAD organize etmişti. Başbakan Erdoğan konuşmasında İzmir 'in EXPO 2020 adaylığının hükümet tarafından onaylanacağının ilk sıcak işaretini, o toplantıda vermişti. Yine ESİAD üyelerinin çoğunluğu ihracat yapan kurumların başkanlarından oluşuyor. Yani zamanlarının önemli kısmını yurtdışında ticari iletişim içinde geçiriyorlar.
Büyük çoğunluğu, en az bir ya da iki yabancı dil biliyor. Hepsi EXPO sürecinde 'lobi' yapabilecek yeteneğe sahip. Yönlendirme Kurulu'nda bulunması atlanan, bu kurum açısından tatsız tablo. EXPO'nun da, birlik ruhunu zedeler.
Aynı yaklaşım, İZSİAD için de geçerli. Orta ölçekli, dışa açık, gelişmekte olan kurumların temsilcisi konumundaki İZSİAD da, 16 yıllık bir maziye sahip, 380 üyesi var. Çoğu yeni pazarlar peşinde koşmak için genellikle yurtdışında. İZSİAD'ın da kurulda olması gerekirdi. Dün ESİAD ve İZSİ- AD üyesi çok sayıda insan ile konuştum; böyle bir karar alınması, kurumlarının başkanlık düzeyinde temsilen bu Yönlendirme Kurulu'nda yer alamaması, bir kırgınlık yaratmış. İzmir Valisi Cahit Kıraç'ın birleştirici yönüyle bu incinmeyi giderecek, yeni bir çözüm bulacağına inanıyorum.