Yıllar önceydi. Sanıyorum 1966 ya da 1967 yılı. İzmir'de Bayraklı Eczacıbaşı İlkokulu'nda okuyorum. Okulda bizlere, 'süt tozu dağıtırlardı. Hatırladığım kadarıyla, arada sırada da 'balık yağı' hapları. Çok sonradan, bunun bir Amerikan yardımı olduğunu öğrenmiştik. Süt tozlarını evlerimize götürürdük, annelerimiz suyu kaynattıktan sonra tozu içine atardı. Kokusu normal sütten farklı olurdu. Ama süt tozları, bol şekerle, güzel ve içilir hale gelirdi. (Balıkyağı haplarını sormayın, çünkü çok kötü kokuyorlardı.)
Sınıfımızda zengin çocukları da vardı ama çoğunluk ya orta halli ya da fakir ailelerin çocuklarından oluşuyordu. Şimdinin ilçesi, o yılların küçük semti Bayraklı'nın merkezinde oturanlar da bizimleydi, sırtlarında oturanlar da. Süt tozu dağıtıldığında, yüzlerde dokunaklı bir sevinç görüntüsü oluşurdu. Kaynamış suya karıştırılmış, bol şekerli süt tozu, farklı koksa da, biz çocuklar için büyük güzellikti. Önceki gün İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 'Okul Sütü' projesiyle ilgili bir haber bilgisayarıma düştüğünde, o günlere gittim.
Bayraklı Eczacıbaşı İlkokulu'nun, buğulu, 1960'lı yıllarına. Amerikan yardımlı süt tozu günlerimize. İzmir'deki 164 okulda, tam 142 bin öğrenciye süt dağıtımı gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Tire Süt Kooperatifi'yle yeni bir anlaşma yapmış; süt dağıttığı okul sayısını 197'ye, öğrenci sayısını da 166 bine çıkarmış. Böylece İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 2006 yılından bu yana, öğrencilere dağıttığı sütün toplam miktarı 16 bin 234 tona ulaşmış olacak.
Çok doğru bir uygulama. Büyükşehir Belediyesi, bu uygulamayı İzmir'in ekonomik olarak daha geri kalmış mahallelerindeki ilköğretim okullarında gerçekleştiriyor. Çok güzel bir iş bu. Gerçekten örnek bir proje. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu projeyi bölgenin en önemli süt kooperatiflerinden Tire Süt ile gerçekleştirmesi de, çok anlamlı. Düşünün, İzmir'deki tam 166 bin öğrenciye, her hafta 1 litrelik uzun ömürlü süt ve bir bardak pastörize süt dağıtılacak. Başkan Aziz Kocaoğlu'nu yürekten kutlamak gerekli.