Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK DURBAŞ

Bir nefretin anatomisi

Bir an için kendimi kediye tekme atıp bacağını kıran insanın yerine koyuyorum. Hedef, tekme savuramayacağım bir insan veya insanlar... Beynimin hareket merkezi, hareket emrini gönderirken, önümdeki canlı artık bir hayvan değil gözümde. Hayvan acıyla kıvrandığında cılız bir tatmin duyuyorum... Bir kedinin bacağını kırdıran nefreti iyi analiz etmeli, çünkü buradan başlayan suç yelpazesi soykırıma kadar uzanır. Örnekler çoğaltılabilir: Karısını döven adam, çocuğunu döven ana-baba...
Bebek olarak doğmamalıydık. Hipokrat yemini benzeri bir yaşam yemini ederek gelmeliydik dünyaya. "Acizlere eziyet etmeyeceğim. Edenler karşısında duyarsızlık göstermeyeceğim. Seyretmekle yetinirsem, suça ortak olmuş sayılacağım," diye başlayan... Ayrıca 3 Eylül tarihli SABAH Posta Kutusu'nda yazdığım "Hastanede kedi düşmanı" yazısından beri her gün önüme ya kadro değişikliği bahanesiyle dolaylı bir istifa ya da kıdem tazminatımın üzerine bir bardak soğuk su içmemi gerektirecek bir sözleşme konuyor. İnsanlara ya da hayvanlara eziyet edildiğini görüp seyretmekle yetinmemenin bedeli işimi ve kıdem tazminatımı kaybetmekmiş... Eminim, tarih bilinci çok daha iyi olan Musevi cemaati bu haksızlık karşısında tepkisiz kalmayacaktır.
Dr. Fazilet KARATUM

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA