Herkes taraf bu davada. Yaşamın o sihirli tozu atıldığından beri dünya üzerine, ihanet üzerine bir çok sahte senaryo yazılmış, nice insan aldatırken azalmış, niceleri de kazandığını zannetmiştir. Ekonomik göstergelerin sinyal vermeye başladığı bugünlerde ise zina konusunun hukuki açıdan yaptırıma bağlanıp bağlanmaması sorunsalı tartışmaya açılıyor. Birbirlerine karşı etik açıdan hesap verme zorunluluğu bulunan çiftler, birbirlerinden önce mevcut hukuki yapıya hesap verecekler, ama neden? Her gün işleniyor eğer suçsa bu beyinlerde, açılıp saçılıyor zaten zinanın arsız tohumları, kim kime sonuna kadar samimiyet vaat etmiştir. İnsan kendi içindeki tatminsiz yanını besledikçe 'hep başkaları' var olacaktır. İhanet insanın kendi kanından emzirdiği bir paradigmada açıklanamaz bir anomalidir. Kime karşı işlenen bir suçtur hukuki anlamda suçsa şayet: Kendine karşı mı, eşine karşı mı yoksa 'öteki adam' ya da 'kadına' karşı mı? 'Suç' olarak önüne geçilmeye çalışılacak bir davranış biçimiyse eğer zina; teşhirden öteye gidemez, cezai müeyyideyle önlenecekse de önlenemez. Sosyolojik sonuç doğuran ve moral konularla ilgili kanunlar düzenlenirken 'olan'ın göz ardı edilmesi sıkıntılı sonuçlara yol açacaktır.
'Tarafsız' kalmayın bu konuda.. Demir parmaklıklar ardına atmadan kendi ruhunuzu bir düşünün kim suçludur ve asıl kim kurbandır hayatınızda?
Özge ZENGİN BEŞİKTAŞ / İSTANBUL