Pazartesi günüm İstanbul'un uzak ve karmakarışık bir yöresinde, Mahmutbey'deki İstanbul Stüdyoları'nda geçti. Burada bir reklam fimi çektik. Öylesine sudan bir tanıtım filmi değil, bayağı profesyonelce bir iş. Ama TV için değil, sadece sinemalarda oynayacak.
Elbette ne olduğunu söyleyip onlara bir reklam daha sağlayacak değilim! Sadece ilginç bulduğum olaydan kimi izlenimler aktarmak istiyorum. Bir kez, bu iş bayağı ciddi. Devasa bir sette iki düzineyi aşkın insan vardı. En fazla iki dakikalık bir film için, yarım günden çok çalışıldı. Eğer bendeniz ve partönerim Senem Kalender bu kadar yetenekli olmasaymışız, daha da uzun sürebilirmiş, öyle dediler!
Yönetmenimiz, dikkat buyurun, BKM-Beşiktaş Kültür Merkezi'nden gelen ve ilk filmi Çok Filim Hareketler Bunlar dün sinemalara çıkan Ozan Açıktan idi. Filmini henüz göremedim, ama kendisiyle çok kaynaştık, sinema üzerine söyleştik. Görüntü yönetmenimiz ise, yine dikkat buyurun, bir ay önce Berlin'de Altın Ayı alan Bal'ı çeken Barış Özbiçer'den başkası değildi! Bayağı mahçup boldum! Onunla da bol bol Bal dedikodusu yaptık.
İşte böyle. Bir yandan, İkitelli/Mahmutbey/Halkalı yöresinde kentin nasıl kötü geliştiğini görerek kahroldum. Öte yandan, bir reklam filmi boyunca da olsa kamera önünde olmanın heyecanını tattım. Ayrıca da reklamcıların nasıl çalıştığını öğrendim. Ne demişler: tecrübe tecrübedir!..
Naziler çiçek açtı!
Cengiz Semercioğlu çok haklı. Ben de geçenlerde eski filmlerin ve klasik yapımların sigara sahnelerinin 'çiçeklendirilmesindeki' komikliğe değinen bir yazı yazmıştım.
Düşünün: 1940'larda Nazi'lerin toplama kamplarında geçen bir çağdaş trajedi izliyorsunuz: Schindler'in Listesi. Ve birden o hengamede yakılan bir sigaranın yerinde bir çiçek beliriyor! Güler misiniz, ağlar mı? Oscar'lar almış, 20. yüzyılın klasikleri arasına girmiş bu Spielberg başyapıtına bunu yapmaya kimin hakkı var? Zaten toplum nezdinde itibarını yitirmiş bir kurum olan RTÜK'ün mü?
Ben CNBC'cilerin yerinde olsam, bu filmi olduğu gibi oynatırdım. Bu, Türk TV tarihine geçecek, yapanlara onur kazandıracak bir davranış olurdu. Cezası gelince de hep birden eleştirir, olayı medyaya mal ederdik. Ve belki birşeylerin değişmesini sağlardık. En azından bu yasağın geçmişin filmlerini kapsamamasını... Hem sinemayı/sanatı kollayan bir kanal olup hem de bunu yapmak size yakıştı mı?