Sürmene'deki sohbette "Kemençeci Yusuf Cemal Keskin'in" lafı geçince...
Herkes ondan "Saygıyla söz edince..."
Sorduk... "Kimdir, neden çok sevilir" diye.
Çok iyi kemençe çalarmış...
Ayrıca kimseden sözünü esirgemezmiş.
Seneler önce... Mesut Yılmaz'ın Başbakanlık yaptığı dönemde...
Trabzon'da bir kutlama gecesinde...
Siyasetçinin biri Yusuf Cemal Keskin'e "Şu zımbırtıyı eline al da bir şeyler çal" deyince...
Keskin, kemençeyi "Ünlü siyasetçiye" uzatmış:
- Buyurun siz çalın. Siyasetçi bozulmuş... "Ben bunu çalmasını bilmem" demiş. Yusuf Cemal Keskin:
Bunun adı "Zımbırtı" değil, "Kemençedir."
Ben de "Uşağınız" değilim, "Sanatçıyım."
Bana diyeceksiniz ki... "Lütfen kemençe çalar mısın?"
Sonuç mu?... Siyasetçi hatasını anlamış:
- Bize kemençe çalar mısın?
- Ha şimdi oldu... Hem çalarım hem de söylerim.