Son günlerin konusu... Ergenekon...
Gizli örgüt.
Hikâyemiz "Gizli örgüt" üzerine.
1980 darbesinin sonrası... Erbakan ve arkadaşları yargı önünde.
Savcı "İddianamesini" okuyor:
- Bunlar partiyi (Milli Selâmet Partisi) bir paravana olarak kullanıyorlar...
Ama... Partinin gerisinde gizli bir örgüt olarak çalışıyorlar.
Bunu duyan Korkut Özal, sakalını sıvazlayarak, arkadaşlarına dönüyor:
- Yaşasın... Ben sıyırdım...
Kurtuldum... Sakalı olmayanlar düşünsün. Herkes şaşırıyor.
Daha sonra... Korkut Özal "Fıkrayı" anlatıyor...
Açıkgöz bir adam lokantaya gitmiş... Bu sırada karşı masada oturan biri yemeğini bitirip, kasadaki kıza yaklaşmış... Sakalını sıvazlayarak "Kızım ben örgüttenim" demiş... Kız da hesap pusulasına bir damga vurmuş: "Afiyet olsun efendim."
Biraz sonra... Yine bir sakallı... Kasaya yaklaşmış... "Kızım örgüttenim." Yine hesap pusulasına damga... "Güle güle efendim."
Sakalını sıvazlayarak "Örgüttenim" diyen, yemek parası ödemeden gidiyormuş.
Bunu gören açıkgöz, yemeğini bitirip kasaya yürümüş... Sakalsız çenesini sıvazlayarak "Kızım ben örgüttenim" demiş... Kız "Ama... Sizin sakalınız yok ki" diyecek olunca... Açıkgöz, çenesini sıvazlayarak kızın kulağına eğilmiş. "Kızım ben gizli örgüttenim."
Lütfi Doğan, Tahir Büyükkörükçü, Temel Karamollaoğlu, Fehim Adak, Ali Güneri, ben... Hepimiz sakallıyız... Sakalsızlar ise "Gizli örgütten." Biz sıyırdık... Siz sakalsızlar gidin, gizli örgütün hesabını verin.