Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi "Üzüldük" dedi:
- Hasan Cemal gazetesinden neden koptu?.. Bölgede saygı duyulan bir insan... Niçin böyle oldu?
"Çarşiya Şewuti"de de benzer "Sorularla/ sözlerle" karşılaştık.
Herkes "Kafasına göre" bir yorum yapıyor.
Tunceli'de yine "Hasan Cemal ile ilgili sorulara" muhatap olmuştuk.
Hasan Cemal... Öğrencilik yıllarından tanırız.
Doğan Avcıoğlu'nun DEVRİM'indeki Yazı İşleri Müdürlüğü'nü biliriz.
Yazları... Bodrum sabahları... Yürüyüş arkadaşımız.
Bir de... "Eşzamanlı gazete değiştirmemiz" var.
15 yıl önce... Biz "Milliyet'ten Sabah'a" gelince...
Hasan Cemal de "aynı gün" Sabah'tan Milliyet'e gitmişti.
Geçen hafta onu Tunceli'den aramıştık:
- Haso... Diyarbakır'a gidelim... Nevruz'a... Var mısın?.. 15 günlük aradan sonra gazetene "Nevruz yazılarıyla" dönersin.
"Dur bakalım" diye gülmüştü:
- Hele salıyı bir görelim de...
Ama "Salıyı göremedi... Pazartesi akşamı gazetesiyle yolları ayrıldı."
Biliyoruz... Gazeteci ile gazetesi arasında "Katolik nikâhı" yoktur.
"Kaderde" ayrılık da olabilir.
Ama bu süreçte, bu "Boşanma" ille de gerekli miydi?
"Kriz" yönetilemez miydi?
Üzüldük... Şık olmadı... Dün Diyarbakır'da gözledik... "Ayrılık biçimi okuyucunun vicdanını kanatmış."