Müziksever dostlarımız var... Müzikli gecelerimiz var.
Siyasete girmeden önce Zafer Çağlayan da gelirdi.
"Çalardı... Söylerdi."
Kilis'ten dönerken... Uçakta dedik ki:
- Arkadaşların selâmları var... Bir akşam birlikte olalım diyorlar.
Bakan Çağlayan "müzik de olacak değil mi" diye sordu ve... Çantasına uzandı... "Tablet bilgisayarını" çıkardı.
Bilgisayara "müzik notaları" yüklenmiş.
İsterseniz "kanun" çalıyorsunuz, isterseniz "piyano."
Zafer Çağlayan "kabinenin en çok gezen üyesi."
"Uzun yolculuklar müziksiz geçmez ki" dedi.
Gaziantep-İstanbul uçuşu da kısa sayılmaz... Öyleyse... Zafer Çağlayan'dan kanun ve piyano dinlemeli.
Bakan, piyano çalar gibi, parmaklarını tablet bilgisayarın üzerine dokundurmaya başladı.
Avni Anıl'ın unutulmaz bestesi... Kürdîli Hicazkâr:
"Nereden sevdim o zalim kadını,
Bana zehretti hayatın tadını."
Şarkı bitti... Zafer Çağlayan, tablet bilgisayarı "kanun programına" getirdi... Ve...
Avni Anıl'ın Kürdîli Hicazkâr bestesi:
"Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un."
Uçağımız alçalışa geçti... Altımızda İstanbul boğazı.
Çağlayan , "Acemkürdî" makamına geçti:
"Fikrimin ince gülü,
Kalbimin şen bülbülü."