Yaralar sarılmış. Moraller düzelmiş. Hayat normale dönmüş. Çarşı pazar canlı. Fakat.
Hâlâ "depremi hatırlatan görüntüler" yok mu?
İnsanın "kimyasını" etkiliyor. Örneğin...
Bazı minarelerin "tepesi."
Cami depremde hasar görmüş... Onarılmış.
Minare, depremde yıkılmamış... Ama "tepesi" uçmuş.
Van'da "tepesi olmayan" o kadar çok minare gördük ki. Bir de "yıkılmayı bekleyen binalar."
Bir yıl geçmiş, hâlâ yıkılmamış... Neden?
İki nedenden:
1. Devlet demiş ki: "Ağır hasarlı, yıkılacak." Bina sahibi demiş ki: "Hayır, orta hasarlı, yıkılmayacak." Ve konu mahkemeye intikal etmiş... Mahkeme sürüyor, "depremzede bina" yerinde duruyor... Sinir bozuyor.
2. Bina ağır hasarlı... Yıkılması şart... Bina sahibi demiş ki: "Devlet yıkmasın, ben kendim yıkacağım." Ama bir türlü yıkmıyor... Yıkımı geciktiriyor... Binayı bu halde görenin canı sıkılıyor.