Dede... "Belçika'da ilk Türk bakkal dükkanını açan" kişi.
Belçika'ya "işçi olarak" gelmiş.
İlk işi "çiftlikte hayvan bekçiliği." Hasan Malak, bir gün patronundan "pul" istemiş...
Mektup pulu.
Patronu da ona "tavuk" vermiş...
Yabancı dil bilmeyen Hasan Malak el kol hareketleriyle "tavuk istemediğini" anlatmaya çalışıyor,
"Pul... Pul" diye tekrarlıyormuş ama...
O "pul" dedikçe, patron da "tavuğu" gösteriyormuş.
Mahinur Özdemir:
Poule... Fransızca tavuk demek... Okunuşu pul.
Dedem 'pul' dedikçe, patronu ona ısrarla tavuk getiriyor.
Sonunda dedem bir zarf bulmuş... Parmağını pul gibi yalamış... Zarfın köşesine yapıştırma işareti yapmış.
Patron anlamış... 'Timbre' demiş... Timbre pul demek.
Dedemin, Belçika'da ilk öğrendiği kelime timbre...
Timbre dedem için o kadar önemliymiş ki...
Öyle ya pul olmasa Emirdağ'a nasıl mektup yollayacak?