Sohbet devam ediyor... Bu defa trendeki milletvekilleri ile gazeteciler arasında.
Siyasetten, dünden, bugünden, zaman tünelinden, Meclis'teki lâf atmalardan, tartışmalardan konuşuluyor.
***
Zamanı, dönemi önemli değil.
Meclis kürsüsünde konuşan milletvekili (Tıp Doktoru-Jinekolog) konuşması sürerken, rakip partiden bir milletvekili lâf atıyor:
- Kürtajcı
. Kürsüdeki doktor milletvekili
"lâfın altında kalacak biri" değil... Anında karşılık veriyor:
- Bacının
ağzı amma da gevşekmiş.
***
"Tecrübe küpü" Cemil Çiçek
"önce düşünüp sonra konuşacaksınız" diye sohbeti sürdürüyor:
Söyleyeceğini nazik bir üslûpla söyle... Böyle yap ki alacağın yanıt nazik olsun.
Güzel Türkçe 200 kelimeden ibaret değil... Okuyalım, araştıralım, konumuza hâkim olalım, sonra konuşalım.
Türk siyasetinde üslûp bakımından çok güzel örnekler de var... Ama onlar unutuluyor, kötü örnekler akılda kalıyor.