Hikâye uzun... Neresinden başlayalım. Ayrıca... Yazmak ne kadar doğru?
Zira "bildiklerimizin çoğu" bize özel olarak anlatılan şeyler.
Küçükali ile "dost sohbetlerindeki" dertleşmeleri "onun bilgisi dışında" kâğıda nasıl dökebiliriz?
***
Tek kelimeyle söyleyelim
... "İncitildi."
"Acısını" içine attı, kan kustu
"kızılcık şerbeti" dedi, medyanın önüne çıkıp
"tek söz söylemedi."
Başbakan Erdoğan
"Simav'a giderken onu yanında götürdü... İltifat etti...
Gönlünü aldı."
Simav dönüşü Küçükali
"mutluydu."
***
Ama
elmanın içine kurt girmeye görsün...
Ayrıca sabrın da bir sınırı var.
"İncinen, kırılan öfkeli Laz", istifayı basıverdi. Kimse
"iyi oldu da gitti" diye arkasından teneke çalmıyorsa...
Herkes
"neden gitti" diye üzülüyorsa...
Bu onun
"sicilinin" göstergesidir...
Tertemiz.