Yıl 1922... "Takviyeli Galatasaray" Avrupa'ya gider.
Kadroda Fenerbahçe'den Zeki, Altınordu'dan Refik Osman da var.
Takım 4 ülkede (İsviçre, Almanya, Çekoslovakya, Macaristan) maç yapacak.
Almanya'da bizimkilere bir yemek verilir.
Yemekten sonra Alman Federasyon Başkanı "şimdi sıra milli marşta" der.
***
Alman sporcu ve yöneticiler başlarlar Alman milli marşını söylemeye:
Deutschland Deutschland über alles.
Ve sıra
"bizimkilere" gelir.
Ama bizim henüz
"ulusal marşımız" yoktur.
Herkes birbirinin yüzüne bakar.
İşte o anda Refik Osman
"toparlanın arkadaşlar" der:
- Hep birlikte hamsiyi söyleyeceğiz.
Salon ayakta... Bizimkiler başlarlar söylemeye:
"Hamsiyi de koyduk ta ta tavaya... Sıçradı gitti ha ha havaya."
Şarkı bitince Almanlarda
"bir alkış, bir alkış."
"Bizimkiler" daha sonra bunu birkaç kez tekrar ederler.
Bir olimpiyat komitesi toplantısında... Bükreş'te... Litvanya'da.
***
Zağnos Dergisi'nde
"son cümle" olarak deniliyor ki:
"Sonra İstiklal Marşımız kabul edildi ve hamsi unutuldu."
Trabzonlulara
"Bu gerçek mi?" diye sorulmaz... Zira...
Sorarsanız
"kavga çıkacağı kesin."