10 gün önceydi... 26 Haziran-Pazar. Bir dost evine (Vehbi Bilgin) kahvaltıya davetliydik.
Cemil Çiçek de geldi.
Ama evin önünde otomobilden bir süre inmedi. Hayır, telefonla falan konuşmuyordu.
***
Merak edip sorduk... Cemil Bey dedi ki:
- Radyoda Necdet Tokatlıoğlu'nun bir bestesi vardı... Şarkının bitmesini bekledim.
"Sevdiği, dinlediği" şarkı hangisi miydi?
***
Artık yeşerecek bir dalım yok,
Yağmurlar yağsa da hoş, yağmasa da,
Üç günlük ömrümü bir günde yitirdim,
Yarınlar gelse de hoş, gelmese de,
Paydos mutluluğa paydos artık,
Kaderim gülse de hoş, gülmese de
***
Aynı akşam Gölbaşı'nda, bir lokantaya gittik... Köşk'e.
"Koruması" falan yoktu.
Otomobilin direksiyonunda biz... Yanımızda Cemil Bey.
Lokantada müzik de vardı...
Emekli bir okul müdürü şarkı söylüyordu.
Masamıza yürürken, Cemil Bey
"solistin kulağına" bir şey söyledi.
Az sonra
"emekli öğretmen solist" Cemil Bey'e bakarak,
"yeni bir şarkıya" başladı:
"Artık yeşerecek bir dalım yok."
Cemil Bey, kulağımıza eğildi:
- Ben rica ettim... Ne kadar güzel bir şarkı, değil mi?