Vizesiz Avrupa inisiyatifi "1987'de kuruldu." Devletin hiçbir rolü-katkısı olmaksızın.
Sonra Hamburg'da ATA Enstitüsü (Avrupa Türkiye Araştırmalar Enstitüsü) kuruldu... "İçinde" biz de varız... Devletin yine hiçbir katkısı-rolü yok.
Ve Avrupa'daki Türkler "Vizesiz Avrupa" için, AB Adalet Divanı nezdinde dava üstüne dava açmaya başladılar.
Devletin katkısı-rolü olmaksızın.

Peş peşe davalar kazanıldı.
1. AB üyeleri "bağlayıcı mahkeme kararını" uygulamadılar.
2. Türk devleti de "neden uygulamıyorsunuz" diye hesap sormadı.
Geriye "tek yol" kaldı.
AB üyesi ülkeleri "kendi mahkemelerine" şikâyet etmek.
"Bu yola" gidildi.
Almanya'da Münih ve Hannover mahkemeleri, Hollanda'da Haarlem mahkemesi "lehimize" karar verdi.
Ve Avrupa "vizesiz Avrupa" talebimize "sıcak bakmak mecburiyetinde" kaldı.
İşte bu aşamada "yanlışın en büyüğünü" yapıyoruz.
"Vizesiz Avrupa hakkımız" diye bastırmıyoruz.
Devletimiz "pazarlık yoluna" gidiyor.
İşadamımızda da "kolaylık anlaşmasına."
Böylesine önemli bir konu "bilgi kirliliğine... Sahipsizliğe... Koordinasyon eksikliğine" kurban ediliyor.
Hakkımızı koruması gerekenler ise "zaaf üzerine zaaf sergiliyorlar."