Hafta içinde Gökçe Büyüker, Ankara'daydı.
Sohbet ettik, eski günlerden konuştuk.
Laf lafı açtı ve Gökçe Büyüker "yukarıdaki olayı" anlattı.
"Sakın ha sakın" dedi:
İyice araştırmadan bir şeye imza atma.
Üstünde postacı kıyafeti olan herkesi postacı sanma.
Koli falan alırken dikkat et.
***
Oğlu doktor, kızı tekstilci.
Ailede herkes iyi eğitimli.
Gökçe Büyüker
"zeki... Cin gibi."
"Ona bile" bu yapılıyorsa...
"Gerisini" düşünün artık.
***
Vedalaşırken, Gökçe Büyüker'e dedik ki:
- Bu olayı yazacağız.
- Nasıl istersen.
- Yazmalıyız... Siz bizi uyarıyorsunuz... Biz de okuyucularımızı uyarmalıyız.
- Sen bilirsin.
***
"Olay" inanılır gibi değil...
Ama
"gerçeğin" de ta kendisi.
İnsan 40 yıl düşünse
"böylesi" aklına gelmez.