Gökçe Büyüker doğruca PTT'ye gider.
Müdür, Gökçe Bey'i tanımaktadır.
Der ki "Gökçe Bey... Kutu bizim... Üstündeki bant bizim... Ama etiket ve mühürler bize ait değil... Hepsi sahte."
Eve gelen "postacı kılıklı kişi" de, postacı değildir.
***
Olay hemen savcılığa intikal eder.
Savcı sorar:
- Gökçe Bey
"bu imza" sizin mi?
- Evet benim... Ama gördüğünüz gibi "gelişigüzel"
attığım bir imza... Taslak... "İmza sirkülerindeki"
imzam ise şu.
- Kimseye borcunuz var mı?
- Sadece Allah'a can borcum var.