Türkiye'de önemli bir "yanlış" yapıldı. "Cumhurbaşkanı'nı halk seçsin" denildi. Bu "olay" halkın elbette hoşuna gider. Ama "ne kadar doğru?"
"Sonuçları" hiç düşünüldü mü?
***
Parlamenter sistemde, Cumhurbaşkanı
"yetkisiz ve sorumsuzdur."
Bizim sistem
"parlamenter sistem." Ama bizde Cumhurbaşkanı
"sorumsuz" fakat
"yetkili."
Tam
"kendimize özgü" bir uygulama.
"12 Eylül Anayasası'nın" hediyesi.
***
Bu kadar yetki kullanan makamın
"sorumsuzluğu" izah edilebilir mi?
Ya da
"sorumsuzluk zırhına bürünmüş makamın" bu kadar geniş yetki kullanması. O yüzdendir ki... Çankaya ile hükümet zaman zaman ters düşerler.
Hükümet bir konuyu Çankaya'ya yollar. Çankaya
"bekletir... İmzalamaz." "Yürütmenin başındaki isim" kızar:
Seni ben seçtim... Seçtirdim... İmzala.
Halka ben hesap veriyorum... İmzala.
***
Yarın, Çankaya'yı halka seçtirirsek...
Cumhurbaşkanı, böyle bir tartışmada, Başbakan'a demeyecek mi:
- Seni halk seçtiyse, beni kim seçti?.. Sen yüzde kaç oy aldın?.. Benim oyum (ikinci tur sonucu) yüzde 50'nin üstünde.