Hikâye bir "12 Eylül klasiği."
"Lacivert takım elbiseli" bir bey, Diyarbakır'da uçaktan inmiş, bir taksiye binmiş, şehre gidiyor.
Yolda "şoför bey" demiş:
- Diyarbakır'da işkence olayı var mı?
- Yoktur beyim... Kimseye kötü muamele edilmiyor.
***
"Kravatlı bey" sohbeti sürdürmüş:
- Ben avukatım... İstanbul'dan geliyorum... Burada tutuklu müvekkillerim var... Duydum ki işkence yapılıyormuş.
- Vallah billah doğrudur beyim... İşkence de var, her türlü kötü muamele de.
Avukat şaşırmış:
- Hani az önce
"yok" diyordun.
Şoför:
- Beyim ben seni Ankara'dan gelen bir devlet görevlisi sandım... İşkence yok sözü benim resmi görüşüm... İşkence var sözü ise özel görüşüm.
***
Pek çok
"siyasinin beyanı" bize bu 12 Eylül hikâyesini hatırlattı.
"Kapatmayı kınayan" pek çok siyasetçinin
"özel görüşü" bunun tam tersi:
- Birader, adamlar da kapatılmaları için her şeyi yaptılar... Mahkeme, kapatmaya mecbur kaldı.