Şereflikoçhisar, Aksaray, Altunhisar, Bor, Niğde...
"Sokaktaki adam" eski Kuvvet Komutanları'nın "ifade vermelerine" ne diyor?
Söylediği "özetle" şu:
- Allah Allaaah, Allah Allaaah!.. İyi olur inşallah.
***
Anadolu'ya kış
"ha geldi, ha gelecek."
İnsanların derdi
"aş... Odun kömür... Hayvanın yemi... Ve de işsizlik."
***
- Eeee, daha daha ne diyorsunuz Aksaraylılar?
- Neye ne diyoruz?
- Ayışığı, Eldiven... Yakamoz, Sarıkız... Darbe planları falan.
Biri diyor ki:
- Artık o çeşit işler mazide kaldı.
Öteki diyor ki:
- Kim böyle şeylere bulaştıysa hesabını versin.
***
- Eeee, daha daha ne diyorsunuz Borlular?
- Hangi mevzuda?
- Darbe günlükleri falan... Ayışığı... Sarıkız.
- Haydi sizi götürelim, görün.
- Nereye?
- Sarıkız'a.
***
Sarıkız
"dünyalar güzeliymiş."
Bor'da Kale Camii (Şeyh İlyas Camii) yapılırken (1543), caminin yakınındaki mağarada yaşarmış.
Babası ile birlikte.
Sarıkız mağarada yemek hazırlar, caminin işçilerine taşırmış.
***
Cami bitmiş...
Güzelliği dillere destan Sarıkız mağaraya kapanmış.
Ve orada ölmüş.
Mağara şimdi
"Sarıkız Türbesi."
***
Halk
"askerini deliler gibi seviyor."
Ve askerini
"yurt savunmasında" görmek istiyor.
"Siyasette... İhtilalde" değil.
Yassıada'nın
"acısı", Menderes'in asılmasının
"yarası" henüz geçmemiş.
"İhtilal planı... Sarıkız" falan denilince de...
Borlu
"dalgasını geçiyor."
Sarıkız Sokak'taki, Sarıkız Türbesi'ni gösteriyor.