Hilmi Özkök Paşa'yı "12 Eylül İhtilali'nden sonra" tanıdık.
Kurmay Albay'dı.
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Üruğ'un "özel kalemindeki" kurmaydı.
***
Hilmi Paşa
"çok yoruldum" deyince...
İçimizden
"şunları söylemek" geçti:
- Türkiye de çok yoruldu Paşam.
***
Demokrasinin
"gıdasını aldığı kaynak" halktır.
O halk ki...
Her şeyin
"demokrasi içinde çözümünden" yanadır.
Demokrasinin
"her sorunu çözmesini...
Her derde deva olmasını" beklemektedir.
***
Ama
"demokrasinin omurgası olan halk" çok yoruldu.
"Darbe günlüklerinden" yoruldu.
Halkın oyuyla gelenlerin
"başka yollarla gitmesi için yapılan planlardan, kurulan tezgâhlardan, oynanan oyunlardan" yoruldu.
***
"Bir şey daha" var:
Bu isimler... Savcının çağırdığı eski Kuvvet Komutanları
"aylardır konuşulan isimler...
Hatta yıllardır."
Neden
"daha önce" çağrılmadılar?..
İlk gün...
"Darbe günlükleri" gündeme geldiği gün, nezaketle savcılığa davet edilselerdi...
Dinlenselerdi, olmaz mıydı?
***
"Bu iş" daha önce yapılsaydı,
"Türkiye bu kadar çok yorulmazdı."