Gerçi eskiden de "böyle şeyler" konuşulurdu ama...
"Bu kadar yoğun" değil.
"Bir yerde" bir şey yazılsa bile "kimse pek üstünde durmazdı." "Konu" uzun süre gündemde kalmazdı.
"Medyada tasfiye planlarından" bahsediyoruz.
***
Neredeyse
"herkesin elinde bir liste." Kimi
"eşkal" tarif ediyor. Kimi
"isim" veriyor. Kimi
"tasfiyenin takvimini" bile biliyor.
***
Olay medyayı ilgilendirdiğine, gazetelerde ve internet sitelerinde uzun uzun işlendiğine göre bu meseleyi
"bir bilen" ile konuşmak gerek.
"Bir bilen" kim olmalı.
1. Medya dünyasından olmalı.
2. Duayen olmalı.
3. Tasfiye gibi bir konuda
etki ve yetki sahibi olmalı.
Bu
"tarife" Aydın Doğan mı uyuyor?
Öyleyse oturup, onunla konuşmalı.
- Aydın Bey toplam tiraj ne kadar?
Aydın Doğan
"gazetelerin tirajlarını ezbere biliyor." "Kafasında toplamaya çalışırken", soruyu yeniden sorduk:
- Aydın Bey, Türkiye'deki toplam tiraj değil, sizin grubun tirajı?
- Onu mu sordun?.. 7 gazete... Günlük net satış... Toplam tiraj... 1 milyon 750 bin.
- 7 gazete dediniz... Dergi sayısı kaç?
- 30'a yakın.
***
21 Haziran'dan bu yana Bodrum'da. Temmuz'da
"2 günlüğüne" ayrılmış, yine dönmüş.
"İyi bir okuyucu."
"Herkesi" okuyor. Merak ettiği
"bir şey", ülke gündemindeki bir
"konu" hakkında sadece
"çevresini" dinlemekle yetinmiyor.
"Araştırma" yaptırıyor. Bir de
"sokağın sesine" dikkat ediyor.
Gümüşhane-Kelkit'ten gelen birini
"uzun uzun konuşturuyor."
Denilebilir ki
"Aydın Doğan'la, medyada tasfiye dışında bir şey konuşmadınız mı?"
Bir gazete sahibi ile bir gazeteci bir araya gelirse...
Üstelik de aralarında
"eski bir hukuk" varsa.
Neler konuşulmaz ki?
***
Ama bugün konumuz
"bir bilen" ile, yaz sıcağının
"sıcak konusu... Medyada tasfiye olayı" üzerine derin bir sohbet.