Münevver öldürüldüğü zaman ben Adalet Bakanı idim.
Olaydan hemen sonra Münevver'in amcası ile erkek kardeşi bana geldiler.
Onları dinledim.
Devletin, her şeyi yapacağını söyledim.
Ve onların yanında İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ı aradım.

***
Cerrah ile aramızda şu konuşma geçti:
- Celalettin Bey... Münevver'in amcası ve erkek kardeşi şu anda Bakanlık'ta, yanımdalar... Benden yardım istiyorlar... Şu ana kadar ne yaptınız?.. Acılı aileye benim söyleyebileceğim bir şey var mı?
- Sayın Bakanım, gereken her şeyi yapıyoruz... Konuyla bizzat ilgileniyorum.
- Son durum nedir?
- Özel ekip kurduk... Bütün amacımız kısa sürede yakalamak... Bütün ipuçlarını değerlendiriyoruz.

***
Münevver'in babasının geçtiğimiz günlerde bir beyanı oldu.
Güya, İstanbul Emniyet Müdürü bana şöyle demiş:
- Sayın Bakanım, bazı şeyler var fakat telefonda konuşmamız doğru değil.
Hayır, kesinlikle böyle bir şey olmadı.
İstanbul Emniyet Müdürü bana böyle bir şey söylemiş değil.

***
Celalettin Cerrah'ı tanıyorum.
İstanbul'a uzun yıllar başarı ile hizmet verdi. Bir vali olarak da bugün devlete hizmete devam ediyor.
İşlenen her suçun failini bulmak için üzerine düşen bütün gayreti göstermiştir.
Onun yerine İstanbul'a Emniyet Müdürü olan Hüseyin Çapkın da bugün aynı gayreti devam ettirmektedir.

***
Münevver'in ailesine sabır diliyorum.
Ve bir şeyden emin olmalarını istiyorum.
Bütün görevliler katilin, katillerin yakalanması için gece gündüz demeden çalışıyorlar.
Kimse görevini savsaklayamaz, savsaklamıyor.