13 Temmuz, pazartesi.
Türk Büyükelçiliği'ndeyiz.
Akşam yemeği öncesi Büyükelçi Murat Salim Esenli ile "bir köşeye çekiliyoruz."
"Şu sıralar" Murat Bey için "uyku durak yok."
Ankara'nın "mesajını" Pekin'e, Pekin'in "mesajını" Ankara'ya iletmekle meşgul.
***
- Murat Bey... Ankara ne diyor?.. Çin yönetimine neler söylüyorsunuz?
Büyükelçi
"kalın kırmızı çizgileri" sıralıyor:
1. Sincan, Uygur Özerk Bölgesi Çin devletinin bir parçası.
2. Türkiye, Çin'in toprak bütünlüğüne saygılı.
3. Türkiye, aynı şekilde, Çin'in egemenliğine karşı da saygılı.
4. Terörden çok çekmiş olan Türkiye, terörün hiçbir çeşidini onaylamıyor.
***
Çin yönetimi son bir haftadır
"Türkiye'deki gösterilerden...Tepkilerden" rahatsız.
Büyükelçi Murat Salim Esenli
"iki ayaklı bir diplomasi" yürütüyor.
Bir ayağı
"Ankara'da."
Bir ayağı
"Çin Dışişleri'nde."
Ankara'nın
"havasını-mesajını-görüşünü- talebini" Çinliler'e aktarıyor.
***
Büyükelçimizden, Pekin yönetimine:
1. Türkiye'deki tepkileri anlayışla karşılayın... Türkiye'de 300 binlik bir Uygur nüfusu var.
2. Ayrıca kamuoyu baskısı sözkonusu.
3. Türkiye'nin teröre prim vermeyen tavrında hiçbir değişiklik yok.
4. Ama bazı konulara çok önem verdiğimizi de bilmenizi isteriz.
***
Türkiye'nin
"çok önem verdiği" ve Çin'e
"ilettiği" görüşler... Kırmızı çizgiler:
Biz Çin'deki olayların "insan hakları boyutuyla"
yakından ilgiliyiz.
"İnsan hakları ihlalleri" olmamalı... Son bulmalı.
Adil olun... Suçlular
"biran önce yakalansın" ve yargılanıp, cezalarını çeksinler.
Türk-Çin ilişkileri zedelenmesin... Zedelenirse bundan
"iki ülke de zarar görür."
Büyükelçi Esenli ile görüşmemiz hayli uzun... Ayrıntılı.
Devam edeceğiz.