Cemil Çiçek "Yozgat Barosu'na kayıtlı avukattım" diye söze başladı.
Ve 12 Eylül 1980 ihtilali sonrasına dair "anılarını" anlattı.
Dinleyenler içinde İsmet Sezgin de vardı.
Dedik ki:
- 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan geceydi... Saat 01.00-02.00 sularıydı... İsmet Abi'yi aradık.
"Gerisini" İsmet Sezgin getirdi:
- Yavuz, pencereden dışarı bakmamı söyledi... Baktım, tanklar yürüyordu.
***
Ankara'nın
"saygın ve popüler Kemal Abi'sinin..." Kemal Baytaş'ın evindeki sohbette herkes söz birliği etmişçesine
"darbe, müdahale, muhtıra, ara rejim" gibi kavramları lanetledi.
Recai Kutan da vardı, Abdülkadir Aksu da, Necati Çetinkaya da.
Yüksek yargıçlar da.
Profesörler de.
İşadamları da.
***
Sonra herkes birbirine sordu:
- Durduk yerde kim çıkardı bu "darbe"
lafını?.. Demokrasinin değeri hâlâ anlaşılmadı mı?
***
Cemil Çiçek
"Türkiye'de herkesin, her konuyu konuşacağı platform var" deyince...
Herkes
"doğru" diye sesini yükseltti.
Evet doğru olmasına doğru da...
Bir de
"karnından konuşanlar" olmasa.