Biz Ankara'da yaşayanlar "sıramızı savdık."
Bugün Allah "İstanbul'dakilerin yardımcısı olsun."
Neyse ki Ankara'da "mesafeler kısa."
"Birkaç dakika yürümek" yetiyor.
Bakalım bugün İstanbullu "ne kadar yürüyecek?"
***
Ankara temsilcimiz Okan Müderrisoğlu dün öğle vakti dedi ki:
- Meclis'e "Dikmen kapısından" girelim.
Oysa hep "Çankaya kapısından" girerdik. İyi ki Okan'ı dinlemişiz.
"Dikmen kapısından" rahatça geçtik.
"Çankaya kapısından" girenleri önce "bizim polis" aramış.
Sonra "Amerikan polisi."
Hatta bir de "köpekler" devreye sokulacakmış, bizim polisler "Amerikalılar'a engel olmuş."
Önceki akşam ve dün Ankara polisi "çok iyi sınav verdi."
Polis "halkın yardımcısıydı."
"Medyanın işini kolaylaştırmak için" elinden geleni yaptı.
***
Ve son not "renk cümbüşü Ankara" üzerine... Havaalanından Obama'nın kaldığı otele, otelden Çankaya'ya, Çankaya'dan TBMM'ye kadarki yol güzergâhı "çiçek bahçesiydi."
Kavşaklar mor, sarı, beyaz, kırmızı hepsi birbirinden güzel çiçeklerle süslenmişti.
Bozulan çimler ne zaman onarıldı, bu kadar çiçek ne zaman dikildi?
***
Ve "güle güle Obama" diyerek noktayı koyuyoruz.
"İçimizden biri" gibiydi.