Geldi, Meclis'te 25 dakika 40 saniye konuştu, alkışlandı ve gitti. Obama'nın Türkiye ziyareti de, TBMM'deki söylemi de "çok konuşulacak."
1. Sözleri dengeli ve cesurdu.
2. Daha ilk cümlede Atatürk'ten söz etmesi, Atatürk ile George Washington'u eşitlemesi önemliydi, anlamlıydı, gururumuzu okşadı.
***
ABD Başkanı'nın "dünyaya mesajları" vardı. "İçinde bulunduğumuz bölgeye" de.
Bu mesajları "Ankara'dan" verdi.
"Parlamentomuzdan" verdi.
Obama 25 dakika 40 saniye süreyle "bütün dünyayı, Ankara'ya kilitledi."
"Çok önemli olay."
***
Başkan'ın "İslam dünyasına bir şeyler söylemesi" gerekiyordu. Bunun için "seçtiği platform" yine Türk parlamentosu oldu.
***
"Altı çizilmesi gereken" bir başka not...
Obama "neden" Türkiye'ye geldi?
Bunun "özel bir sebebi" mi vardı?
Bazı mesajları "ille de Türkiye üzerinden aktarmayı" mı düşünüyordu?
ABD Başkanı bu soruları "yüksek sesle" sordu. Yanıtını da yine "yüksek sesle" ve de "Türkçe olarak" verdi.
- Evet!
***
Türkçe "evet" in tercümesi, "yeni bir döneme girildiği..."
Ve bu yeni dönemde "Türkiye'nin özel bir konumunun" olduğu.
***
Başkan Obama'nın TBMM'deki konuşması bitince "çevremize" baktık.
Etkilenmeyen yoktu.
Sonra "dışarı" çıktık.
Baktık "etki, aynı etki."
Obama "Ankara'yı büyüledi ve gitti."