Bugün, yarın, gelecek hafta hangi Avrupa ülkesine gitmeye kalksanız "vize şartı" aranacak.
Öyleyse "büyükelçiliğe" başvuralım, parayı ödeyelim, vizeyi alalım.
Sonra da "aynı elçiliğe başvurup" paramızı geri isteyelim.
Elçilik "paramızı geri ödemezse..."
Dava açalım.
***
Berlin'i, Paris'i, Brüksel'i, Roma'yı "dava yağmuruna" tutalım.
Verdiğimiz parayı "mahkeme kararıyla" geri alalım.
Mahkeme "davamızı reddederse..."
Hemen "Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın" yolunu tutalım.
***
Ama bu iş bir büyük "organizasyonla" olur.
Büyükelçilik önündeki vatandaşımıza "sahip çıkılmasıyla... Orada bir masa kurulmasıyla... Elçiliğe başvurulacak matbu dilekçenin dağıtılmasıyla... Batı başkentlerinde hukukçu desteği sağlanmasıyla" olur.