Gürsel Tekin, İstanbul'da CHP'nin "yükselen değeriydi." Deniz Baykal ondan "övgüyle bahsediyordu."
"Büyükşehir adaylığı için" adı geçti.
Büyükşehir'e, Kılıçdaroğlu aday gösterilince "alınmadı, darılmadı."
"Araziye" Kılıçdaroğlu ile birlikte çıktı.
"İtibarı, parti içindeki konumu" daha da yükseldi.
Ama dün sabah...
Kilometre "sıfırlanıverdi."
***
Dün sabah Gürsel Tekin "gitti."
"Az sonra" geri geldi.
Bu "gidiş-geliş" yok sayılabilir mi?
Havuza girenin ıslanmadan çıkması mümkün mü?
1. Gürsel Tekin "kişi olarak" yara aldı.
2. CHP de "kurum olarak."
"Kim haklı kim haksız, suç kimde günah kimde" soruları kamuoyunu ilgilendirmiyor. Eğer bir sorun varsa "parti içinde çözülmeliydi." CHP bunu beceremiyor.
***
Kemal Kılıçdaroğlu ile Gürsel Tekin, İstanbul'da "çift santrfor-uyumlu ikili" görüntüsü veriyorlardı. Gündem belirliyorlardı.
Galiba "nazar değdi."