Sene 1980... ÇanakkaleGelibolu' da bir akşam vakti.
Otobüs terminalinde "hüngür hüngür ağlayan" bir anne.
Ve yanında "gözü yaşlı kızı."
Oradan geçmekte olan "Halk Bankası Şefi Cihat Bey" sorar:
- Teyzeciğim neden ağlıyorsun?
- Oğlum Celal Gelibolu'da Zincirbozan Kışlası'nda asker... Malatya'dan buraya, onu görmeye geldik... Ama ihtilal oldu... Askerleri kışladan çıkarmıyorlar... Celal'imi görmeden dönüyoruz... Ona ağlıyorum.
***
Halk Bankası Şefi Cihat Bey "tanıdığı bir Binbaşı'yı" arar.
O gece "anne-oğul-kızkardeş" buluşurlar.
Ağlaşırlar. Banka Şefi Cihat Bey dayanamaz, o da ağlar.
***
"Anne" sevinç içinde Halk Bankası Şefi Cihat Bey'e der ki:
- Artık sen de benim oğlumsun.
"Asker" Celal, Cihat Bey'in boynuna sarılır:
- Bundan sonra kardeşiz.
***
Aradan yıllar geçer.
Banka Şefi Cihat Bey "Gelibolu Belediye Başkanı" seçilir... Cihat Bingöl.
"Asker Celal" de terhisten sonra gece gündüz demez çalışır, kazanır ve "Şemsiye Kralı" olur... Celal Birsen.
***
Cihat Bingöl 10 yıldır Belediye Başkanı.
Gelibolu'da 9 yıldır "Sardalya Festivali" düzenliyor. Festivallerin "ana sponsoru" Celal Birsen. Bir yıl Gelibolu'ya Ebru Gündeş' i getirdi, bir yıl Sibel Can' ı.
İbrahim Tatlıses' i, Petek Dinçöz' ü, Seda Sayan' ı. Gelibolu Festivali süresince "binlerce kişiye şemsiye dağıttı."
***
Belediye Başkanı'ndan "muhtaçların... Hastaların... Şehit ailelerinin" listesini aldı.
"Onlara yardım etmek istiyorum" diye. Ve yardımı da "kimseye duyurmadı."
***
Gelibolu'da "bütün bunları... Malatyalı Celal Birsen'in Gelibolu için yaptıklarını" duyunca...
Celal Birsen'den bahsettik. Hemen aradı.
"Uygun zamanımızda" Ankara'ya, ziyaretimize gelecekti.
Uygun zaman "bugünlerdi."
***
Celal Birsen yağmurlu bir günde, trafik kazasında öldü. Türkiye, önemli bir işadamını kaybetti. Malatya "bir evladını."
Tabii "Gelibolu da."
Huzur içinde yatsın.