Önce "senaryoyu" yazalım, sonra da "soruyu" soralım:
* Yerel seçim öncesinde bir "muhalefet işbirliği" olsa.
* Muhalefet, AK Parti adayının karşısına
"tek adayla" çıksa.
* Örneğin CHP'nin güçlü olduğu yerde "MHP, DSP, DP, DYP, ANAP, Saadet Partisi, BBP ve diğer muhalefet partileri" CHP'li adayı destekleseler.
* MHP'nin güçlü olduğu yerde de "MHP'nin adayını."
* O zaman Tayyip Bey "yarışta birinci gelmezsem Genel Başkanlığı bırakırım" diyebilir mi?

***
Recep Tayyip Erdoğan "bir şeyi çok iyi biliyor: "Karşısındakilerin" bir araya gelemeyeceğini. CHP'nin, DSP'nin, MHP'nin
"aynı tastan çorba içemeyeceklerini."

***
"Eskiden" bir yerde Belediye Başkanlığı boşalınca (ölümle veya istifayla) 60 gün içinde orada seçim olurdu.
Yine "böyle bir durum" doğdu.
"5 yerde" seçim yapıldı.
Sonuç: Güçlü ve karizmatik lider Özal'ın, tek başına iktidarda olan partisi ANAP "5-0 kaybetti."
"Sandıktan" DYP çıktı, SHP çıktı, MHP çıktı...
ANAP "sınıfta kaldı."

***
Özal hemen Mehmet Keçeciler'i çağırdı:
- Hemen yola çık... Bu 5 yeri dolaş... Neden böyle oldu?
Keçeciler günlerce dolaştı ve sonra Özal'a rapor verdi:
* Abi bunlar (muhalefet) bize karşı birleşmişler.
* Organizasyonu Demirel yapmış.
* Nerede, hangi parti güçlüyse, o parti aday çıkarmış... Ötekiler desteklemişler.
* Bizim aday tek başına bütün partilerle baş edememiş.

***
Meclis'te çoğunluğa sahip olan Özal "kanunu değiştirdi."
"Sık sık yerel seçim yapılmasını" önledi. Ancak... Muhalefet partileri "Özal'a karşı işbirliğini" sürdürdüler.
Turgut Bey'e "kök söktürdüler."

***
O işbirliğinin "Demirel-İnönü ayağı" 1991'de ve sonrasında da devam etti. Etmeseydi "Demirel Çankaya'ya çıkamazdı."

***
Recep Tayyip Erdoğan'ın şansı:
1. Karşısında "Demirel gibi bir muhalefet lideri" yok.
2. Muhalefet arasında işbirliği, diyalog,
"AKP adayına karşı tek adayda birleşme gayreti" hiç yok.

***
Özetleyecek olursak:
* Tenzile Hanım, Recep Tayyip Erdoğan'ı "kadir gecesi doğurmuş."
* Eski futbolcu Tayyip bey "boş kaleye gol atıyor."