Laz hastalanmış, yanındakilere "iyi değilim" demiş. Yanındakiler "iyisin iyisin" diye geçiştirmişler.
Laz "gittikçe daha kötü oluyorum" diye üstelemiş.
Çevresindekiler "bir şeyin yok" demişler.
Ve sonunda Laz ölmüş.
"Vasiyeti gereği" mezar taşına şunlar yazılmış:
- Hastayım öleceğim dedim dedim inanmadınız... Şimdi n'oldi?
***
Aylar önce Anamur'dan Ankara'ya bir heyet gelmişti.
Kapı kapı dolaşıp "iyi değiliz" demişlerdi... Yazmıştık.
Ama kimi onları "laf olsun diye" dinlemişti, kimi "inanmamıştı", kimi de "başından savmıştı."
***
Bu hafta Ankara'ya yine bir "Anamur heyeti" geldi.
Dediler ki:
- Söyledik söyledik inanmadınız... Şimdi n'oldi?
***
"N'oldi" nin yanıtı...
Anamur'da pek çok seranın üzerinde "şu tabela" asılı:
"Bu sera Denizbank'ın malıdır."
***
Üretici "kredi borcunu" ödeyemedi.
Ve seralar "bankaya geçti."
Demek ki neymiş?
Laz "gerçekten hastaymış."