Murat Başesgioğlu'nda "çelik gibi sinir" varmış.
Görenler "maşallah" dediler.
"Olay" Pekin Büyükelçiliğimiz'de oldu.
Etraf "kalabalıktı."
Büyükelçi Oktay Özüye ve eşi Serpil hanım, günlerdir "misafir ağırlıyorlar."
"Kafilemizle" meşgul oluyorlar. Bir aksaklığın meydana gelmemesi için "çırpınıyorlar."
O gün de büyükelçilikte "Türkiye'den gelenlere ev sahipliği yapıyorlardı."
***
"İsmi lazım değil" biri Murat Başesgioğlu'na yaklaştı:
- Bir dakikanızı alabilir miyim?
- Tabii, buyrun.
Başladı Başesgioğlu'na "sporda neler yapması gerektiğini anlatmaya."
Bir dakika değil "belki 10 dakika."
Murat bey "sesini çıkarmadı, dinledi."
***
Sonra "ismi lazım değil" bir başkası geldi:
- Efendim bir dakikanızı rica...
Yine "en az 10 dakika..."
Yine "şu federasyonu şöyle yapın, bu federasyonda böyle değişikliğe gidin."
***
Biri konuşuyor, Bakan beye "birini çekiştiriyor."
Diğeri konuşuyor, "ötekini çekiştiriyor." Başesgioğlu "zarif insan", kimseye bir şey demiyor... Dinliyor.
***
"Olaya" bizzat tanık olduk.
Dayanamadık.
"Sayın Bakan" dedik:
- Sizde galiba Eyüp Peygamber sabrı var... Allah yardımcınız olsun... Haydi Allahaısmarladık.
Başesgioğlu "bir dakika... Nereye gidiyorsunuz" diye arkamızdan seslendi.
"Duymazdan geldik" uzaklaştık.