Son zamanlarda "özellikle siyaset çevrelerinde" bir şey dikkatimizi çekiyor.
Çok kişi "kalabalıkta farklı konuşuyor."
"Baş başa kalınca" farklı.
Kalabalıkta "herkes birbirine gaz veriyor."
"İkili konuşmalarda" ise, taraflar birbirine soruyor:
- Bu iş böyle mi gidecek?.. Tansiyon ne zaman düşecek?
***
6 ay var ki "siyasetin tansiyonu bir türlü düşmüyor." "Toplumun dinamikleri" önlerini göremiyorlar.
Bu durumdan ekonomi etkileniyor.
Türkiye'nin geleceğine ümit bağlayanlar azalıyor.
"İkili konuşmalarda" bu durumu görenler, gördüklerini söyleyenler, "söylemeleri gereken platformda susuveriyorlar."
***
2002 seçimlerinden sonraki dönemi bir hatırlayalım.
Türkiye "koşar adım" ilerliyordu.
Ya 2007 seçimlerinden sonra...
Bazen "2 adım ileri, 1 adım geri."
Bazen "2 adım ileri, 3 adım geri."
***
Günlük kavgalardan başımızı kaldırıp, "son 6 ayda nelerin değiştiğine bir bakmaya" ne dersiniz?
Yıllardır hükümeti destekleyen aydınlar "frene bastılar."
Bunun adı "güven krizidir."
Ve çok ama çok önemlidir.
***
Son ayların "başarısı" olarak akıllarda "İsrail ile Suriye' nin bir araya getirilmesi dışında" ne var?
"AB konusunda ilerleme" mi?
Ekonomide "iyileşme" mi?
***
CHP'ye bakıyoruz...
"Eski ezberlerini" tekrarlayıp duruyor.
İktidara bakıyoruz...
"Gerçek gündeme... Ekonomiye... AB hedefine... Modernleşme sürecine" bir türlü yoğunlaşmıyor.
***
Son 6 ayın Türkiye'ye hayli pahalıya mal olduğunu "80 il görüyor."
Göremeyen sadece "Ankara."
Tecrübeli siyasetçi ve tarafsız Meclis Başkanı Köksal Toptan'a "tarihi bir görev" düşüyor.
İktidara da muhalefete de "son 6 ayın fotoğrafını gösterme görevi."