TBMM Başkanı Köksal Toptan "erkencidir."
Dün de erkenden (06.30) kalktı.
08.00'de gazetelere baktı.
Saat 11.45'te "hala gazete okumakla meşguldü."
Gazeteden başını kaldırdı ve...
"Ya ben meramımı (amaç, istek, gaye, maksat) anlatamıyorum" dedi.
"Ya da" diye devam etti ama, "sözün gerisini getirmedi."
***
Köksal Toptan:
- Yok yok, haksızlık da etmemeliyim... Köşe yazıları genelde olumlu.
- Ben bir öneride bulundum... Dedim ki, çift kamara... Senato... Konuşulsun.
- Her söylenen ille de doğru olmayabilir... Ama Türkiye tartışsın.
***
Dedik ki:
1. Zihinler karışık.
2. Siyasi ortam çok gergin.
3. Önyargılar var.
Köksal bey de dedi ki:
- Olaylara yanlı bakmak bir kültür haline geldi... Herkes için söylemiyorum, genelleme yapmak istemiyorum ama... Böyle bir gözlemim var.
"1980' li, koalisyonlu" yıllardı.
İktidar, Meclis'e bir "öneri" getirdi.
Muhalefet "karşı çıktı... Öneri reddedildi."
Sonra iktidar değişti.
Muhalefet iktidar oldu, iktidar da muhalefet.
İktidar "kendisinden önceki iktidarın önerisini, aynen Meclis'e getirdi."
Muhalefet (eski iktidar) karşı çıktı... "Öneri reddedildi."
***
Günümüzde de "çoğu kez" böyle değil mi?
AK Partili bir şey söylüyorsa, söylenen "diğer partililere göre" yanlış.
Doğru söylese de "yanlış."
"Ötekilerin" söyledikleri de, AK Partililere göre "hepten yanlış."
***
Köksal Toptan:
- Senato önerime gelen tepkiler değişik.
- AK Parti'den temkinli (ölçülü, dikkatli) yaklaşanlar da var, CHP'den "olabilir" diyenler de.
- Demek ki önerim günlük siyasi hesaba dayanmıyor.
- Ben tartışılsın diyorum.
- Demokrasiyi nasıl geliştireceğiz?.. Konuşa konuşa.