Bir köyde 2 aile arasında kan davası varmış. Yıllarca sürmüş. 2 aileden de çok kişi ölmüş.
Köye jandarma karakolu kurulmuş, yine sonuç alınamamış. Kaymakam gelmiş nasihat etmiş. Vali gelmiş tarafları uzlaştırmak istemiş.
Ama nafile.
Sonunda köye "ulemadan birini" tayin etmişler.
"Alim bir imamı."
Hoca efendi sık sık "adam öldürmek günahtır" diye vaazlar veriyormuş.
6 ay böyle geçmiş.
Ne kan davası, ne öldüren, ne ölen var.
***
Günlerden bir gün, hoca efendi cuma vaazını verirken, caminin dış kapısının açıldığını fark etmiş. Bir adamın, elinde koca bir sopayla camiye girdiğini görmüş.
Ve sesini yükseltmiş:
- Efendi, efendi!.. Nedir o elindeki?
Sopalı adam yanıt vermiş:
- İmam efendi, imam efendi... Senin vaazınla kan davasının sona ereceğini mi sandın?.. Hele Cuma bitsin, göreceksin ne kafalar yarılacak.
***
Yarın akşam "aday listeleri" Yüksek Seçim Kurulu'na verilecek. Kim
"aday", kim "değil" belli olacak.
Haftalardır "milletvekilleri sessiz."
"Diğer adaylar" sessiz. Manzara "kuzuların sessizliği."
Herkes "listede adının olacağı" umudunda.
***
Listeler açıklanınca "seyreyleyin gümbürtüyü."
Köydeki eli sopalı adamın "ne kafalar yarılacak" dediği gibi "ne suçlamalar, küfürler istifalar, karalamalar yaşanacak"
hep birlikte göreceğiz.