Rize'yi geçtik, Çayeli'nde "çay molası" verdik. Hüsrev'de. Yerli yabancı, sivil asker, siyasetçi işadamı Çayeli'nden geçerken Hüsrev'e uğrar.
Kurufasulye yer, köfte yer.
Çayını içer gider.
***
Hüsrev Restoran'ın sahibi Fahri Hüsrev'i bu kez düşünceli bulduk.
- Hayırdır Hacı bey... Karadeniz'de gemilerin mi battı?.. Nedir bu düşünceli halin?
- Yavuz bey gece gündüz düşünüp duruyorum... Tayyip bey Çankaya'ya çıksın mı çıkmasın mı?
- Sonunda hangi karara vardın?
- Bilemiyorum, karar veremiyorum.
***
Bu sırada Büyüktaşhane Mahallesi Muhtarı Nurettin Şerifoğlu geldi. Ne zaman Çayeli'ne uğrasak, muhtar Nurettin koşar gelir.
Nurettin Şerifoğlu dedi ki:
- Ben karar verdim... Tayyip bey Çankaya'ya çıkmasın.
Fahri Hüsrev:
- Kendisi bilir... Çıkarsa partisi biter.
Çayeli, Mesut Yılmaz'ın memleketi.
Çayelili bize sordu:
- Mesut bey ne yapıyor?
Biz de onlara sorduk:
- Ne yapmasını istiyorsunuz?
Yanıt Fahri Hüsrev'den:
- Çıksın piyasaya... Çıkmayıp da ne yapacak?.. Mecburi çıkacak.
- Ey Çayeli halkı... Haliniz nicedir?
Aldığımız yanıtlar:
- Uy, uy, uy... Her yanımız ağrıyor.
- Dert çok, hangisini sayalım?
- Başbakan Rizeli... Çayeli, Rize'nin ilçesi... Ama Başbakan Çayeli'ne çok nazlı geliyor.
- Mesut Yılmaz buralı diye, Başbakan bize uzak duruyor.
- Aslında uzak durmaz da yanındakiler yanlış yaptırıyor.
***
Lokantanın duvarında "Hüsrev'de yemek yiyen devlet büyüklerinin" resmi var.
Fahri Hüsrev:
- Tayyip beyin resmi de asılı. Mesut bey de hemşerimiz, Tayyip bey de. Buyursun gelsin, fasulyemizi yesin, çayımızı içsin.
***
Vedalaşırken Fahri Hüsrev'e sorduk: Torun kaç oldu?
- Torun mu?.. 5-10 tane var işte.
- 5 mi, 10 mu?
- Sayısını tam bilmiyorum... Çocukları sor isim isim sayayım... Torun çok, hesabın içinden çıkamıyorum.