Silopi'nin Çalışkan beldesinde kiminle konuştuysak bize "aynı şeyi" söyledi:
- Bir yanımız felç.
Ve "felç olan yanı" gösterdiler...
"Irak tarafı."
***
Kuzey Irak'ın karışık olması ister istemez "bu bölgeyi etkiliyor."
Belde Kuzey Irak'la burun buruna.
Çalışkan'dan çıkıp, Habur'a doğru ilerlerken bunu daha iyi anladık.
Solumuzda "Hezil çayı" akıyor.
Çayın öte yamacı Irak.
Iraklı çobanlar koyunlarını otlatıyor.
Sınırın bu yanında ise Mehmetçik nöbet tutuyor.
Çalışkan halkı sınırda "kuzusunu besliyor, tarlasını ekiyor. Kavalını çalıyor, türkü söylüyor."
***
"Dağların arasında" dolaştık durduk.
Köyleri, beldeleri gezdik.
Ve Çalışkan beldesinin Belediye Başkanı'na son soruları sorduk:
- Elektriğiniz, suyunuz var mı?
- Allah devlete zeval vermesin, var.
- Ya televizyon?
- Her hanede 2 tane, 3 tane... Bu gece misafirimiz olun, kendiniz görün.
***
Gezdik, gördük...
Habur kapısında "kamyon kuyrukları."
Herkesin "derdi" farklı.
Ama ortak söylem şu:
- Huzur geliyor... Huzur gelince de ekmek büyüyor.