Caminin avlusu kalabalıktı... Siyasetçiler, bürokratlar, sivil toplum örgütlerinin liderleri, gazeteciler... Kadınlar, erkekler, yaşlılar, gençler.
Kimi "rahmetli çok iyiydi" diyordu.
Kimi de "zamansız gitti" diye yakınıyordu.
Sonra "sohbet" başlıyordu.
Cami avlusunda kendimizi "koyu bir siyasi sohbetin içinde" buluverdik.
***
Okan Müderrisoğlu'nun kayınvalidesi vefat etti.
Karşıyaka Mezarlığı'ndaki camide, Cuma namazından sonra cenazesi kaldırıldı.
Merhumeye rahmet, Okan'a ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
***
Karşıyaka'da "içine düştüğümüz grup" Çankaya konusunu tartışıyordu.
Bir yüksek bürokrat dedi ki:
- Tayyip bey köşke çıkmaz.
Sonra "neden çıkmayacağını" anlattı:
- Eğer Çankaya'ya çıkacak olsa siyasi havayı böyle germez... Üslubunu sertleştirmez... Uzlaşmacı bir havaya girer.
***
"Başka bir gruba" katıldık.
Gördük ki orada da konu yine "politika."
Biri dedi ki:
- Tayyip bey iktidar ama muktedir değil.
Diğeri dedi ki:
- Pek çok çevrede Tayyip beye karşı direniş var.
Üçüncüsü dedi ki:
- İkinci başbakanlığında duruma tam hakim olacağa benziyor... Seçimden sonra daha güçlü başbakanlık yapar.
***
Az ileride "başka bir grup" gördük.
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'ün etrafı kalabalıktı.
Sinan Aygün'e yapılan muamele "muhalefet lideri muamelesi."
Kimi diyor ki:
- Şu derdim var.
Kimi diyor ki:
- Emekliyim ama çalışıyorum... Hükümet şimdi emekli maaşımı kesecek... Başkan bu duruma el koy.
***
Kimi de "başkanım siyasete gir" diyor.
Sinan Aygün'e gelince:
- Eğer siyasette bana ihtiyaç varsa bakarım... Ama şu anda düşünmüyorum.
Aygün'ün tavrı "istemem, yan cebime koy" havasında.
***
Bu arada Cuma namazı kılındı.
Sıra cenaze namazına geldi.
Hava buz gibi, yüzler asık.
Hocaefendi (İsmail Çalık) mikrofonu eline aldı:
- Muhterem beyefendiler... Ayağı 43 olup da yanlışlıkla 41 numara ayakkabı giyeniniz var mı?.. Kim giydiyse ayağını zaten sıkıyordur... Lütfen yanlış giydiği ayakkabıyı caminin önüne götürsün.
"Asık suratlar" gevşeyiverdi.
***
Cenazede kadınlar bir kenarda "kümelenmişti."
Hocaefendi onlara döndü:
- Muhterem hanımefendiler... Sayın bacılarımız... Sevdiklerinizin cenazesine geldiniz... Onlar sizden son bir görev bekliyorlar... Lütfen namaz kılmak için saf tutar mısınız?
Hocaefendi devam etti:
- Dua etmesini bilmeyebilirsiniz... "Allah rahmet eylesin" demek, "Rabbim günahlarını affetsin" demek de bir duadır... Sayın hanımefendiler, beni kırmayın ve buyrun namaza.
Kadınlar da namaza durdular.
***
Namazda bir yanımızda eski valilerden, eski bakanlardan Bekir Aksoy vardı.
Diğer yanımızda yine eski valilerden Rıdvan Yenişen.
İkisi de kulağımıza eğildi:
- Ne iyi bir hocaefendi bu böyle.
***
Namaz bitti, cenazeler omuzlandı.
Sonra "mezarlıkta siyasete devam edildi."