Bu işler böyle başlar... Önce Türkiye'de kazan kaynatılır... Sonra "kokusu" Amerika'dan çıkar... "Yabancı basın" yazar.
Bizim basın oradan alıntı yapar.
"İhtilal meselesinden" bahsediyoruz.
"Bulanık suyun balık avcıları" yine ortaya çıktılar.
"İhtilal ihtimali yüzde 50" diye. Neyse bu da bir gelişme. Eskiden "piyasayı" daha yüksekten açarlardı.

***

Bugün parlamentoda "iktidar kesiminde de, muhalefette de" bu filmin
"canlı tanıkları" var.
1980 öncesinde TBMM'de olanlar. 12 Eylül'de "bir düdük sesiyle" evlerine yollananlar.
"Onlar" yine Meclis'te.
Ya onları "kovanlar" nerede?

***

Dün CHP'li Ali Topuz'la konuştuk. Dünün "ihtilal mağduru", bugünün
"itibarlı muhalefet yöneticisi."
Dedi ki:
Artık ihtilal falan olmaz... Bunlar sansasyon... Ortalığı karıştırma gayretleri... Türkiye'de siyasi boşluk yok... Muhalefet görevini yapıyor... İktidarı halk değiştirir... Değişim sandıkta olur.
***
Köksal Toptan 1980'de "Devlet Bakanı" ydı.
Asker düdük çaldı. Ne Bakanlık kaldı, ne milletvekilliği. Ama Köksal bey bugün Türk siyasetinin "saygın isimlerinden biri" olarak yine mecliste.
Dün konuştuk.
Dedi ki:

***

Artık herkes bu sevdadan vazgeçsin.
Bu sevda sonunda kara sevdaya dönüşüyor.
Askeri müdahale ile hiçbir sorunun çözülemediği, aksine Türkiye'nin yeni sorunlarla boğuşmak zorunda kaldığı görüldü.
Kimse askeri tahrik etmesin. Asker, Türkiye'nin heybetli görüntüsünün önemli bir simgesi.

***

Kemal Anadol 1980'de TBMM'de "fırtına gibi esen bir siyasetçiydi." "Düdük çaldı, Anadol savruldu."
Bugün ana muhalefetin sözcüsü.
"İhtilalin ne halka faydası oldu ne de yapanlara" diye söze başladı:
Bu iktidar kışladan gelen postallı devrimle değil, sandıktan çıkacak demokratik devrimle gidecek... İhtilal lafını kimse ciddiye almasın.

***

Mustafa Gazalcı 1980'de düdük çaldığında "Meclis'in gençlerindendi."
Yıllar geçti aradan. O yine Meclis'te. Yine CHP milletvekili.
Birtakım kafalarda hala ihtilal senaryosu olması ülkem için ne büyük talihsizlik... Elbette sorunlarımız var ve elbette demokrasi içinde çözülecek... İhtilal sözünün ağza alınmasını bile ayıplıyorum.

***

1980 öncesi "Senatör" olup da bugün parlamentoda bulunan "tek kişi" var:
Hasan Fehmi Güneş.
İşte söyledikleri:

***

İhtilaller, ülke demokrasisine hizmet veren bir kuşağı yok ediyor.
Ben de bunlardan biriyim. Artık demokrasi dışı yönetim akıllara gelmesin.
Zor ya da geç Türkiye kendi sorunlarını demokrasi içinde çözecek olgunluğa erişti.
İhtilal düşüncesi halka ve demokrasiye ihanetin en büyüğü.

***

İhtilalin lafı bile Türkiye'ye hakaret.