Saçlarını politikada ağartmış ve toplum tarafından "abi" rütbesiyle ödüllendirilmiş bir isim: İsmet Sezgin... Şimdi köşesinde oturuyor.
Geleni gideni oluyor.
Onları dinliyor.
Bir şey sorulursa düşüncesini söylüyor.
Anılarını anlatıyor.
***
Turgut Özal ölünce, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Başbakan Demirel'in kulağına eğilir:
- Efendim hak ettiniz, gönlüm Çankaya'ya çıkmanızdan yana... Ama aklım da çıkmanıza karşı.
- Neden İsmet?
- Parti çok zora girer.
***
İsmet Sezgin:
- Tayyip bey bana sorsa "çıkma" derim... Ama çıkmayı kafasına koymuş görünüyor... Kendine göre haklı gerekçeleri de var... Ama çıkarsa tartışılır.
***
Sezgin, Tayyip beyi "Belediye Başkanlığı'ndan" tanıyor:
- Ben o zaman İçişleri Bakanı'ydım... Geçen süre içinde hep izledim.
Tayyip beyle ilgili gözlemleriniz?
- Belediye'de iyiydi... Halkla diyaloğu başarılı... Kendisine karşı geçmişte yapılan haksızlıklar onu güçlendirdi... Ve halk 2002'den öncekilere kızgın... Kızgınlık, Tayyip beye yarıyor.
***
İsmet Sezgin İçişleri Bakanlığı da yaptı, Milli Savunma Bakanlığı da.
MGK toplantılarına katıldı.
Bir gün, MGK'nın gündemi "İstanbul'dur."
Özellikle de İstanbul'un "güvenliği, huzuru."
İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, MGK'ya çağrılır.
Ağar elindeki notlara bakmadan 1 saat konuşur.
Soruları yanıtlar.
Bir başka gün MGK'nın gündemi "Azerbaycan'dır."
Büyükelçi rahatsız olduğu için yerine genç bir diplomatı yollar: Mehmet Ali Bayar.
O da 1 saat "ezbere" konuşur.
İsmet Sezgin:
- Daha sonra MGK'da bir değerlendirme yaptık... Bu 2 genç bürokratla ilgili... Herkes dedi ki... Birer ateş parçası.
***
İsmet Sezgin:
- Aslında Ağar ile Bayar bugün birlikte siyaset yapmalıydılar... Bayar bence Ağar'a gerekli... Geç kalınan bir şey olduğunu da sanmıyorum.
***
Mehmet Ağar "dağdan inip ovada siyaset yapsınlar" söyleminde bulununca...
Hüsamettin Cindoruk ile İsmet Sezgin "bu konuyu" ele almışlar.
Sezgin "Ağar'ın yaklaşımı doğru" demiş.
Cindoruk da "eğer sözlerinin içini doldurursa DYP ivme kazanır" diye konuşmuş.
***
İsmet Sezgin:
- Tek endişemiz vardı... Ağar, tepkiler karşısında "yanlış anlaşıldım" diye çark eder mi endişesi... Çark etmedi, geri adım atmadı, sözünün arkasında durdu.
***
- Sayın Sezgin... Bu konuyu sayın Ağar'la konuştunuz mu?
- Elbette... Dedim ki:
* Konuşmayı tam zamanında yaptın.
* En güzel yıllarını anarşi ve terörle mücadelede geçirdin.
* Kimse sana bölücüydü, şuydu, buydu diyemez.
* Onun için bu sözleri senin söylemen çok önemli... Kamuoyu da bu nedenle olumlu değerlendirdi.
***
İsmet Sezgin'e "bir soru" soracaktık.
Dilimizin ucuna kadar geldi, soramadık.
"Sahi neden üniversitede, haftada bir de olsa siyaset dersi vermiyorsunuz" diye.