Bir siyasi partinin genel başkanı, durduk yerde, üstelik kimse bir şey sormamışken "benim partimin oylarında azalma var" der mi?
"Kararsızların yüzdesi artıyor" diye konuşur mu?
Eğer bir genel başkan "bunları" söylüyorsa...
1. Ya acemidir.
2. Ya da kafasının arkasında başka bir şey vardır.
***
Recep Tayyip Erdoğan için "acemidir" denilemeyeceğine göre...
"Arka plana" bakmak gerekir.
***
Başbakan "mesaj" verdi:
* Ben gerçekçiyim... Şeffafım.
* Bakın, aleyhimdeki durumu bile kamuoyu ile paylaşmaktan çekinmiyorum.
* Tabii yarın başka anket sonuçlarını açıkladığım zaman, onlara da inanın.
***
Tayyip bey bir gün "AKP'nin oyu artıyor" diye anket gösterince...
Veya "halk Çankaya'da Tayyip beyi görmek istiyor" diye bir anket ortaya konunca...
"İtiraz edenler" olursa...
Denilecek ki:
- AKP'nin oyunun azaldığına dair olan anketlere inanıyordunuz da, bunlara neden inanmıyorsunuz?
***
Anket "ne diye" AKP'nin oylarında "gerileme" gösteriyor.
"Birkaç neden" var.
Ama önce bir "anı."
Eski bakanlardan (ANAP) Mükerrem Taşçıoğlu'nun kitabı çıktı.
"Bakan Olmak."
(Bilgi Yayınevi - Eylül 2006)
***
Özal'ın bakanı Mükerrem Taşçıoğlu bir gün, bir ilçe kongresine gitmiş, konuşuyor:
- Termik santral kurduk... Mezralara bile elektrik getirdik... Her köye telefon... Turizmde şunu yaptık, sanayide bunu.
Taşçıoğlu'nun dikkatini bir şey çekiyor.
Salonun gerisinde bir grup genç:
1. Bakanı dinlemiyor.
2. Alkışlamıyor.
3. Hatta kendi aralarında konuşuyorlar.
***
Taşçıoğlu sinirleniyor:
- Dinlemek istemeyen çıkar gider.
Gençlerden biri ayağa kalkıp "sayın Bakanım, sizi dinledik, siz de bizi dinler misiniz" diyor.
Ve mikrofonu eline alıyor:
* İşimiz yok, açız, üstümüz başımız meydanda.
* Elektrik üretiminin, telefonun bize faydası ne?
* Bize iş ve aş bulmazsanız, gerisi nafile.
* Hem yapıyoruz dediklerinizi kendi paranızla mı yapıyorsunuz?
* Milletin parasıyla yapıyorsunuz.
* Bunları yapmak sizin göreviniz değil mi?
* Sayın Bakanım boynumuz kıldan ince, isterseniz bir de siz vurun bize. (Sayfa 246)
***
Bizce de AKP'nin oylarında bir "gerileme" var.
Zira...
* Dış ticaret açığı artınca, kriz mi geliyor endişesi doğdu... Kafalar karıştı.
* Şehit cenazeleri, milleti kızdırdı.
* Yurdun pek çok yerinde "Sayın Başbakan, Türk askeri yan gelip yatarken şehit olmadı" afişleri asıldı. (İstanbul-Sarıyer meydanı dahil)
* Ve Mükerrem Taşçıoğlu'nun anlattığı anı... Makro ekonomik düzelme, vatandaşın "mutfağına" yansımadı... "İşsizlik" azalmadı.
***
Bu konu "oldukça derin."
Bugün "kısaca dokunduk."
Daha sonra "enine, boyuna, derinlemesine" konuşuruz.