Köyün yaşlılarından biri dedi ki:
- Hacı Gülü dede eskiden çok iyi ata binerdi.
Dede "he ya" diye heyecanlandı:
- Bir kıratım vardı ki, koşuda kimse geçemez idi... Üstüne atlar, rüzgar gibi Kars'a varır idim.
***
- Gazeteci balam, Allah gani gani rahmet eylesin, hanimim 2003 senesinde, 81 yaşinda öldi... Dügünlerde heç kimse benim hanim ile benim kimin oynayamazdi.
- Yengeyle karşılıklı mı oynardınız?
- Heee.
- Ne oynardınız?
- Tek tek... Şimdi çalgı çalsın, dizim titreyi... Oynamak istiyim emme, takat yok.
- Dede, gençliğinde ne iş yapardın?
- Kars'ta hanım varıdi... 20 sene herkes otel diye kalirdi... Sattim, İstanbul'a gettim... 6 ay sonra döndim.
- Neden?
- İstanbul hoşuma getmedi.
- Niçin?
- Oraya uyamadım balam... Bahçe yok, bağ yok... Koyun yok, inek yok... Kimse kimseyi tanımiy... Kars'a kurban olam.
- Dede doktora gidiyor musun?
- 1982'de bir kerem gettim.
- Sonra?
- Getmirem... Emme era sira tohtur bura geliir... Allah razi olsin.
***
- Dede şimdi kentsel dönüşüm yaşanıyor... Belki köydeki evini alıp, sana Kars'ta bir daire verirler.
- Yok, istemirem... Dairede ne yapacam?.. Köyü terketmirem.
- Gelirin var mı?
- Balam ben de senin kimin genç idim... Öküz var idi, at var idi... Çok çalişkan bir adam idim... Şimdi devlet bana maaş virir.
- Ne kadar?
- 3 aydan 3 aya 215 YTL... Allah bu böyük devletten razi olsin.
***
- Dede burada Türk, Kürt, Terekeme, Azeri var... Pekçok etnik köken... İyi geçiniyor musunuz?
- Balam sen ne diirsen?.. Dedikodi günahtir... Türk'ü Kürd'i kardeştir... Ayri gayri yohtir... Balam heç öyle şey olir mi, ayiptir.