BODRUM
Pekmez gibi malın olsun Antep'ten sinek gelir... Bal olan yere sinekler üşüşür... Bodrum da "ballı, pekmezli" bir bölge.
O nedenle "üşüşeni" de çok oluyor "rüşvet alıp, vereni" de.
Dün sabah Bodrum Belediyesi'ndeydik.
Belediye Başkan Yardımcısı Burhanettin Ercan dedi ki:
- Belediyenin imar servisine melekleri doldur, inşaatçılar 6 ayda hepsini şeytana çevirir.
***
Kaymakam Abdullah Kalkan "Bodrum, tıpkı Türkiye gibi" dedi:
- Üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada.
Yarımada 557 kilometrekare.
Arazinin bir bölümü "orman."
Önemli bir kısmı da "kentsel arkeolojik ve doğal sit."
Kaymakam bey:
- Yeni arsa üretilemiyor... Var olan arsa stoku da hızla tükeniyor.
Böyle olunca "sinekler" devreye giriyor.
"Pekmeze" üşüşüyor.
***
Belediye Başkanı Mazlum Ağan "renksizdi, sessizdi, bozuktu." "Moralimiz bozuk" diye söze başladı:
- İmar servisi ile ilgili rüşvet gibisinden konuşmalar kulağıma geliyordu... İnanamazdım... Varsayımlara göre hareket edemezdim.
Sorduk:
- Kulağınıza neler geliyordu?
Başkan:
- Rüşvet verenlerden değil de, başkalarından duyuyordum... İhtimal veremiyordum... Ama yine de imardaki personeli defalarca uyardım.
***
Bodrum'da "14 tutuklu" var.
6'sı "belediyeden."
8'i "dışardan."
Elbette Bodrum'un "alanı, vereni" 14'le sınırlı değil.
Ama çalınan pek çok minarenin kılıfı önceden hazırlanmış...
Sayısız yolsuzluk, usulsüzlük de çoktan zaman aşımına uğramış.
Hani örümcek bir ağ örer ya...
"Eşek arıları" deler geçer.
"Sinekler" ise ağa takılırlar.
"Bodrum operasyonu" biraz o misal.
***
Seneler önceydi.
Bodrum Tapu Müdürü aramıştı:
- Tercüman Gazetesi okuduğum için, milliyetçi olduğum için, Atatürk rozetini yakamdan çıkarmadığım için sürüldüm... Bana sahip çıkın.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürü Halim Çorbalı'yı aramıştık:
- Tapu Müdürü'nü milliyetçi, muhafazakar, Atatürkçü olduğu için mi sürdünüz?
Halim abi gülmüştü:
- Allah, Allaaah... Az önce de Zeki Müren aradı... Aynı adam için.
***
Meğer Tapu Müdürü, Zeki Müren'e de telefon etmiş:
- Türk Sanat Müziği'ni çok sevdiğim için, size hayran olduğum için, sizi dinlediğim için sürüldüm... Bana sahip çıkın.
Zeki Müren de bizim gibi "hemen Halim abiyi aramış."
***
Halim Çorbalı bürokrasinin "duayenlerindendi."
"Saygın bir devlet adamıydı."
Ziyaretimize gelmişti.
Koltuğunun altında "dosyalar" vardı.
Başladı anlatmaya:
1- Tapu müdürünü sizi okuduğu için görevden almadık.
2- Zeki Müren'i dinlediği için de almadık.
3- Hakkında yoğun iddialar vardı... Soruşturduk... Almamız gerekti.
4- Ayrıca sürmedik... Bodrum'dan daha büyük bir yere tayin ettik.
5- Ancak yeni tayin ettiğimiz yerde Bodrum gibi rant yok.
***
Yarın "bölgeyi" anlatmaya devam edeceğiz.