Cuma saat 11.30... Şemdinli'yi arıyoruz... Telefonun diğer ucunda Hakkâri Valisi Erdoğan Gürbüz... Vali bey 3 gündür Şemdinli'de... "Yangını" söndürmeye çalışıyor.
Ve "güvenlik güçlerine" talimat yağdırıyor:
- Herkese devletin kadife elini uzatın... Herkesi kucaklayın... Kesinlikle zor kullanmayın... Ama dağdan gelen kadro size ateş açacak olursa... O zaman iş başka......
***
Hakkâri Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Şen'in 83 yaşındaki babası, adliyeden emekli Hacı Salih beye göre "Bu işler, derin işlerdir." "Halk, teröre karşıdır."
"Halk, devletine sadıktır."
"Halk çatışma değil aş ve iş peşindedir."
***
- Hacı Salih dede... Bu iş neden derin bir iştir?
- Bey, bey... Bunların karargahı Kuzey Irak'tadır... Destekçileri İran'dır... Hakkâri, terörden çok çekmiştir... Terörü lanetliyoruz.
***
Bu yıl iki kez gittik.
"Bölgenin" ne kadar "diken üstünde" olduğunu gördük.
Sokaktaki insanın "devletle sorunu" yok.
Ama bölgeyi "karıştıran, kaşıyan" pek çok.
"Küçük bir kıvılcım" bile, yangına yol açabiliyor.
***
Ama kıvılcım değil de, bu ayın başında Şemdinli'de
"156 kilo patlayıcı" devreye girince...
194 ev ve işyeri hasar görünce... Ve "olayın faili" bulunamayınca...
"Tansiyon tırmandı... Tırmandı... Tırmandı."
Hâlâ tırmanıyor.
***
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, yine bu ayın ilk haftasında Şemdinli'deydi.
"Hasar tespit raporunu" istedi.
17 işyerinde ağır hasar.
55 işyerinde hafif hasar.
23 kamu binasında az hasar.
İlçe Jandarma Gazinosu'nda ağır hasar.
Pek çok evde ağır, orta, hafif hasar.
Bakan dedi ki:
- Yaralar sarılacak... Zararınız karşılanacak.
Devletin "dinleme kayıtlarına" göre, "terör örgütü, Bakan'ın bu yaklaşımından rahatsız olmuş."
Zira örgüt "zararın karşılanmasını" istemiyor.
Zarar karşılanmasın ki...
Vatandaş "devlete kızsın."
***
Daha sonra "bir pasajdaki kitabevine atılan bomba..."
Ve zaten diken üstündeki Şemdinli'de "gerilim katsayısının tırmanışı."
- Vali bey, cuma saat 11.30 itibariyle durum nedir?
- İşyerleri kapalı... Biz kapatın demedik... Halk korkudan kapattı... Fırınlar açık... Sokaklar boş.
***
Olayların bu hale gelmesinde devletin "bir unsurunun" eli, kolu, rolü var mı?
"Kitabevine bombayı kim attı?"
Bunlar "adalete intikal etmiş konular."
Onun için kimse bir şey söyleyemiyor.
***
Cuma saat 13.30...
Bu defa Hakkâri karışıyor. Telefonu çeviriyoruz, karşımızda, Hakkâri Belediye Başkanı Metin Tekçe.
"Şemdinli'deydim" diye söze başlıyor:
- Hakkâri'de çatışma başlamış... Hemen yola çıktım... Yüksekova'yı geçtim... Yarım saate kalmaz Hakkâri'de olurum.
"Metin, halk huzur istiyor" diyoruz.
Metin Tekçe:
- Bilmez miyim?.. Türkiye'nin huzura ihtiyacı var... Ortalığın karışmaması lazım... Hakkâri'ye bir an önce yetişmeliyim ki, olayların önüne geçmeye uğraşayım... Şu anda dağların arasındayım... Telefon her an kesilebilir... Alo... Alo... Sesimi duyabiliyor musunuz........
***
Aylardır Hakkâri'nin okullarına "bilgisayar dağıtılıyor."
Hakkarili "adımız artık terörle değil, bilgisayarla anılsın" diyor... Ama...
Bölgede hâlâ "patlamalar... Helikopter sesleri... Telsiz cızırtıları... Operasyonlar... Cenazeler..."
Hacı Salih Dede'nin dediği gibi...
"Derin bir iş."