Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda önemli dönüm noktası olan, "3 Ekim virajının" kazasız, belasız aşılması, iç politikaya nasıl yansıyacak? Bundan sonra "neler" olacak?
"Neler" olmayacak?
Önce bir hususun altını çizelim: İç politikada süreç AK Parti lehine işleyecek.
***
AK Parti için bazı "önemli tarihler" var:
* 3 Kasım 2002... Sandık zaferi.
* 28 Mart 2004... Yerel seçim ile güven tazelenmesi.
* 17 Aralık 2004... Avrupa desteği.
Ve 3 Ekim 2005.
Siyasi iktidar bugün "geçen haftadan daha moralli."
Batı'dan aldığı "taze kan" ile daha güçlü.
"Yeni bir başlangıç" için bütün koşullar uygun.
***
Soru:
Tayyip bey "yakaladığı bu rüzgarla" bir erken seçim kararı alır mı? Yanıtımız:
Hayır... Asla.
***
2006'da erken seçime gidilmez, zira...
* AK Parti erken bir seçimde elde etmeyi düşüneceği sayıdaki sandalyeye, şu anda zaten sahip.
* Daha 3 gün önce Tayyip bey Kızılcahamam'da, erken seçim isteyenlere şiddetle çattı.
* İktidarın önünde 2 yıllık süre daha var... Hizmet etmek isteyen için iyi bir süre.
* 3 Ekim kavşağını aşan Türkiye'ye AB katkısı olacak, yabancı sermaye girişi artacak.
"Bütün bunlar" dikkate alınınca... Tayyip bey "3 Ekim rüzgarı ile seçime gidivereyim" demez.
***
Cumhurbaşkanlığı seçimine daha 1.5 yıl var ama...
"Bugün itibariyle" görünen şu:
* Yeni Cumhurbaşkanı'nı "mevcut AK Parti TBMM Grubu" seçecek.
* Yeni Cumhurbaşkanı "TBMM'nin içinden" bir isim olacak.
Soru: Tayyip bey Çankaya'ya çıkar mı? Yanıtımız:
* Bugünden bir şey söylenemez.
* Çıkmak isterse, kimse engelleyemez.
* Tayyip bey dengelere göre tavrını belirler... Parti içi denge, partinin geleceği dahil.
***
"Yeni süreçte" siyasi hava durumu nasıl olacak? 2 çarpı 2 eşittir 4 misali siyasi tansiyon "yükselecek."
Hükümetin sinirlerini bazen "muhalefet bozacak."
Bazen de "AB ile müzakerelerde yaşanması muhtemel sorunlar." "Dış kaynaklı sinirlenmenin", içeriye de yansıyacağı muhakkak.
***
"Bu hafta itibariyle" yeni bir döneme giren "siyasi iktidar" nelere dikkat etmeli?
"Kırmızı çizgileri" neler olmalı?
"Madde madde" yazacak olursak...
***
Madde 1:
Son yıllarda bazı yasal düzenlemeler yapıldı. Bunlar "hukuki altyapı reformları."
Ama çoğu "kağıt üzerinde."
Hızla "yaşama geçirilmesi" gerekiyor.
***
Madde 2:
Hükümet, geride kalan 3 yıl içinde zaman zaman enerjisini "yapay gündemlerle" harcadı.
Artık yapay gündemleri bırakmalı.
Ve "büyük hedeflere" yelken açmalı.
***
Ve madde 3:
Siyasetin ABC'si, uzlaşmadır. İktidar "uzlaşma kültürüne" önem vermeli. Askerle uzlaşma aramalı. Üniversiteyle, yargıyla uzlaşmaya bakmalı. Hatta, muhalefetle.
***
Atatürk'ün modern Türkiye'si, çağdaş uygarlık yolunda, yeni bir döneme girdi.
Hayırlı olsun. Herkes için "beyaz bir sayfa, yeni bir başlangıç" zamanı.